3.2

3.5K 139 111
                                    

Cengiz Ünder'in odadan çıkmasının hemen ardından aynadaki görüntümü hızlıca kontrol edip ben de peşinden çıktım. Dışarıda tam bir kaos havası hakim gibi herkes ordan oraya koşturuyordu. Önümden koşturarak geçen mavi etekli kızın peşine takıldım.

"Pardon bakar mısınız?"

Sonunda birinin dikkatini çekmiş olmanın verdiği rahatlıkla soluklandım.

"Evet?"

"Akgün Bey'in odası nerede acaba?"

"Üst katta sağdan ikinci oda."

Teşekkür ederim manasında başımı salladım. Yüzüme bile bakmadan işine geri dönmüştü. Sallana sallana kızın tarif ettiği tarafa doğru ilerledim. Her kim geldiyse baya önemli biri olmalıydı. Yoksa böylesi bir kaos havasının hiç gereği yoktu.

Merdivenlerin olduğu tarafı es geçip asansörün düğmesine bastım. Yürüyecek halim kalmamıştı. Merdiven çıkıcam diye terleyemezdim de... asansörün geldiğini belirten dink sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp bomboş olan asansör kabinine daldım. Kelimenin tam anlamıyla daldım. Çünkü arkamdan birisi bedenimi sertçe asansöre iterken kendisi de hemen arkamdan kabine binerek hızlıca kapının kapanmasını sağladı.

"Yavaş be yavaş! Mağarana mı giriyorsun!"

Asansör aynasından ellerini teslim olurmuşcasına kaldırıp bana bakan kişiye sinirli bakışlarımı odakladım.

Serhat Teoman?

"Gerçekten çok özür dilerim. Bir yerine bir şey oldu mu?"

Zarar görüp görmediğimi kontrol etmek amacıyla bakışlarıyla hızlıca vücudumu taradı. Ellerimi rahatsız olmuşcasına göğsümün üzerinde kavuşturdum.

"Gerek yok iyiyim ben. Bir dahaki sefere insanlara saygılı olursanız sevinirim. Kimse ben gibi anlayışlı olmayabilir."

"Bu anlayışlı haliniz yani öyle mi?"

Beğenmiyormuş gibi ellerimi belime koyup bakışlarımla süzdüm onu. Yüzündeki eğlendiğini belli eden ifadeyle alayla sırıttım.

"Tabi siz ünlü olduğunuz için sürekli alttan alınmaya alışmış olabilirsin ama ben gayette haklıyım burada. Ayrıca evet bu en anlayışlı halim."

Gideceğim katın düğmesine bastım. Küstah ve kaba insana sırtımı dönüp sessizce bekledim.

"Burada mı çalışıyorsunuz?"

"Niye gidip şikayet mi edeceksiniz?"dedim alayla. Sonra aniden aklıma gelen yalanla sırıttım.

"Modelim ben."

"Modelsiniz?"

Son model diye kahkaha krizine girmeden asansörün geldiğimizi belirten sesiyle açılan kapılardan sıyrılıp bedenimi dışarıya attım. Aşağıdaki kadının tarif ettiği gibi yönümü sağ tarafa çevirmemle arkamdaki gelen şahısın da sağa dönmesi bir oldu. Sinirlerimi daha fazla bozmamak adına ikinci odanın önüne gelerek aceleyle kapıyı tıkladım.

"Gelebilirsin."

Hemen arkamdaki bedenin beni usulca kenara alıp odaya girmesiyle gözlerimi şaşkınlıkla araladım. Asansörde gördüğüm kişiden başkası değildi bu. İyi de bu ünlü oyuncu serhat teoman? Bana ajansın sahibi akgün bey denmişti?

"Akgün Bey?"

"Serhat Akgün Teoman. Burada Akgün olmayı tercih ediyorum."

Utanarak başımı salladım. Adamı asansörde bir dövmediğim kalmıştı. Şimdi yalvarsam bile bana iş vermesi bir tık zor gibi geliyordu.

ZEMİN | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin