Yine kontrol etmeden attığım bir bölüm daha... Yazım yanlışları varsa yokmuş gibi yapabilir misiniz :)
İyi okumalar...
XXXXX
Kısaca özet geçmek gerekirse ki gerekiyor keremle hırsızları alt etmiş ve polise teslim etmiştik. Halil ve Taylanın neden cevap vermediklerine gelirsek de halil benim rahatsız olmamdan ters bir durum olduğunu anlayıp ömeri de alarak bize haber verme tenezzülünde bile bulunmadan evden ayrılmışlar. Neyse ki polisler hızır gibi yetişmişlerdi de kimse zarar görmeden yakalamıştı hırsızları.
Şimdiyse keremle birlikte benim mükemmel ama küçük olan apartımda oturmuş benim hazırladığım sandviçleri yemeğe çalışıyorduk. Evet yanlış duymadınız yemeğe çalışıyoruz. Çünkü kerem efendi yaptığım sandviç yüzünden zehirlenmekten korktuğunu her fırsatta dile getiği için yemeğe odaklanamıyordum.
"Ambulansı mı arasak her ihtimale karşı kapıda beklese?"
Elimdeki kırık telefon kabımı tam da keremin kafasına hedef alarak fırlattım. Kap başını sıyırıp pencerenin önündeki kaktüs saksımı devirmişti.
"Sandviçim hakkında tek kelime dahi edersen gerçekten küser giderim."
Kerem ağzına hayali bir fermuar çekip önündeki sandviçten kocaman bir ısırık almasıyla yarısına geldiğim sandviçimi elime aldım.
"Daha önce evimde hırsızlarla karşılaştığını ne zaman söyleyecektin?"diyerek muhtemel konuya giriş yapmasıyla yutkunarak masum olduğunu düşündüğüm bakışlarımdan birini yapıp kereme doğru baktım.
"Valla söyleyecektim ama zaman hıphızlı ilerlediği için unutmuşum."
El hareketimle söylediğimi tastik edercesine hareketler yaptım. Keremin bakışları bir anda değişirken yaptığım hareketler yüzünden kahkaha attı.
"Sen konuşurken küçük kardeşimi dinlermiş gibi hissediyorum."
"Senin küçük kardeşin mi var?"dedim sorgularcasına.
"Mesela yani."diye devam etti.
Ona gözlerimi devirip cevap verdim.
"Boş konuşma da önündeki şaheseri yemeğe bak. Sana sandviç yaptığım için çok şanslısın."
Elindeki sandviçi havaya kaldırıp gözlerini kısarak bana baktı. Gözlerimi açarak ona baktım.
"Diyosun?"
Oturduğum puftan hızlıca ayağa kalktım. Kollarımı birbirine bağlayarak rotamı yatak odama doğru belirledim.
Arkamdan "Nereye gidiyorsun?" diye seslenen keremi duymazlık gelerek kapımı kapattım. Üzerimdeki tsortten seri bir şekilde kurtulup altımdaki şortu bacaklarımdan kaydıra kaydıra ayağıma doğu yolladım. Sandviçim hakkında kötü konuşmaması gerektiğini yoksa küseceğimi söylemiştim. Küsmesem de trip atacaktım...
Yatak odasının kapısının sertçe açılmasıyla olduğum yerde birkaç saniye duraksadım. Kerem benim yarı çıplak halimi görür görmez üzerindeki tişörtü çıkarıp yere fırlatması bir olmuştu. Kaşlarımı ne yapıyorsun dercesine çatarak yüzüne baktım.
"Sevişmeyecek miyiz?"
Duruşum milim değişmezken yanlış anlamanın verdiği utançla yerdeki tişörtüne uzandı. Onu durdurmadım.
"Duşa girecektim."dedim bilgilendirmek amacıyla.
"Ben de geleyim mi?"diye lafı yapıştırmasıyla kendimi tutamayarak güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMİN | Kerem Aktürkoğlu
FanfictionZıt kutuplar ne zamana kadar birbirlerini çekebilir... #1 futbol #1 fenerbahçe #1 spor #1 galatasaray #1 hafsanursancaktutan #1 halildervişoğlu #1 taylanantalyalı #1 anılberkbaki #1 keremaktürkoglu