Keremin omuzlarında duran ellerimle var gücümle ittirdim bedenini. Afallayan bakışlarını yüzümde gezdirirken yüzüne indirdiğim okkalı tokatın şiddetiyle yüzü sola doğru düşmüş dik duran bedeni yıkılmış gibi omuzları sarsılmıştı.Verdiğim tepkiye ben bile şaşırmıştım... Kendimden böyle bir hareket beklemiyordum çünkü.
"Ben öyle kafanın estiğinde kalbini kıracağın canın istediğinde öpeceğin biri değilim tamam mı!"dedim sesimi yükselterek. İçeriden annemin duyup da odama baskın düzenlemesi umrumda bile değildi.
"Özür dilerim ben sandım ki..."
"Ne sandın kerem? Nasılsa benden hoşlanıyor duygularıyla oynarım istediğim gibi hayatına dahil olurum sonra canım istediğinde de öpebilirim mi?"
"Benden hoşlanıyor musun?"dedi birden. Söylediğim onca şey arasında sadece bunu mu duymuştu. Kızaran yanağına kaydı bakışlarım. Malum istanbulda yaşadığımız için annem zorla sırf kendimi savunabileyim diye dövüş kurslarına göndermişti. Bu yüzdendir ki elim biraz ağırdı..
Çocuğu öldürdün gökçe diye araya giren iç sesime saygılarımı sunarak bana bakmaya devam eden kereme baktım."Gökçe. Bir soru sordum cevabı benim için önemli bir soru."
Başımı hayır anlamında iki yana salladım hızlıca. Ona ondan hoşlandığımı söyleyip de kendimi küçük düşürmek istemiyordum. Cevabın karşısında gözlerinden belli belirsiz yakalayabildigim hayal kırıklığıyla hiçbir şey demeden odamın kapısına uzandı. Arkasından tek bir kelime etmedim. Tıpkı onun benim kalbimi kırdıktan sonra tek bir kelime dahi etmemiş olması gibi...
Ayakta duracak gücü bacaklarımda bulamayıp kendimi yatağımın üzerine bıraktım. Ben doğru olanı yapmıştım. O ünlü, kızların aşık olduğu biriydi. Çevresinde mankenlere taş çıkarak kızlarla doluydu. Bana bakmayacak olması benzine gelen zamlar kadar netti...
"Gökçe?"
Odamın kapısının önünden gelen annemin sesiyle yattığım yatağımdan usulca doğruldum. Muhtemelen keremi yakalamış benden hesap sormak için sesleniyordu.
"Efendim anne?"dedim ağladı ağlayacak gibi çıkan sesimle. Bu aralar çok sık ağladığım için sorgulamıyordu artık annem...
"Kız kıza alışverş gidelim mi annecim ha ne dersin?"
Odamın kapısını yavaşça aralarken ağlamaktan gözlerinin altı kırmızıya dönen annemin yüzüne baktım. Onun o halini görünce kendimi tutamayarak ağlamaya başladım. Ağladığımı gören annem beni hızlıca kollarının arasına alırken ağlamam iyice şiddetlenmiş yerini hıçkırarak ağlamaya bırakmıştı.
Annem ufak adımlarla yatağıma doğru ilerleyip ikimizin de yatağa oturmasını sağlamış başımı dizlerinin üzerine koyarak saçlarımı okşamaya başlamıştı... Kendimi çok savunmasız hissettim birden... Ellerini nemli saçlarımın arasında gezdirip sanki kırılacak bir eşyaymışım gibi nazikçe başımın üzerine bir öpücük bıraktı annem. Ellerimle hızla yüzümü kapatarak hıçkırdım.
***
Anneannemin haber vermesi sonucu ben annem ve yağmur beraber alışveriş merkezine gitmiştik. Cüzdanındaki paraya bakarak bana belli etmemeye çalışan annemi göz ucuyla izledim.. Sırf ben iyi olayım diye alışveriş merkezine gitmek istemişti biliyordum..
"Sence bu nasıl hatice teyzem?"diye kabinden dans ederek çıkan yağmura baktım. Annem elindeki cüzdanı aceleyle cebine sıkıştırırken gülerek yağmurun üzerindeki beyaz üzeri kırmızı puantiyeli elbiseye baktı. Bu kesinlikle yağmurun giyeceği bir elbise değildi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMİN | Kerem Aktürkoğlu
FanfictionZıt kutuplar ne zamana kadar birbirlerini çekebilir... #1 futbol #1 fenerbahçe #1 spor #1 galatasaray #1 hafsanursancaktutan #1 halildervişoğlu #1 taylanantalyalı #1 anılberkbaki #1 keremaktürkoglu