2.8

3.9K 160 36
                                    

Handeyi dövmem üzerine her şey çok hızlı ilerlemişti...

Bir anda ortalık savaş alanına dönerken keremin belimdeki elini yavaşça boşluğa bırakırken handenin yanına koşması üzerine elimdeki yarısı kırık sandalyeyi sakince yere bıraktım.

BEN NE YAPMIŞTIM!

Kolumdan sertçe tutulup kendime gelmem için silkelenmemle donuk bakışlarımı beni sallayan kişiye doğru çevirdim. Taylan bir yandan adımı sayıklayarak bedenimi hiddetle sallamaya devam ediyordu.

"Ambulans nerede kaldı!"

Keremin telaş barındıran bağırışından sonra bir anda transtan çıkmışım gibi taylanı iterek handenin yanına doğru attım kendimi. Yerde daha önceden görmediğim kadar çok kan birikintisi vardı... Hande,keremin bağrışlarına hiçbir tepki vermiyordu. Ölmüş olabilir miydi? Bu korkunç düşünceyle handenin kanına bölenmiş titreyen ellerimi handeye doğru uzattım. Kerem yanlarına geldiğimi yeni fark etmiş gibi inanamıyormuşcasına yüzüme baktı. Onun bu bakışı işlediği cinayeti kontrol etmeye gelen katil gibi hissetmemi sağlamıştı.

"Taylan! Gökçeyi götür buradan!"

Kızaran burnumu çekerken başımı hızla iki yana salladım. Kaçmak istemiyordum. Ne yaptıysam cezamı çekecektim. Belime sarılan bir çift kolla ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim.

"Hayır! hayır! hayır! Kerem lütfen!"

Taylan, bedenimi bir kuş misali kafenin çıkışına doğru götürürken ayaklarımla ona engel olmaya çalışarak debelendim. Çığlıklarım sonunda hıçkırığa dönerken ellerimi yüzüme bastırdım. Ne istediğimi ben bile bilmiyordum!

*** **** ***

"Keremi ara."

"Daha iki dakika önce aradım."

"Olsun. Sen yine ara."

"Gökçe sakin olur musun artık? Durumu iyiymiş işte."

Taylanın beni zorla bindirdiği arabasının arka koltuğa bir tekme daha geçirdim. Arabadan inmemem için kapıları kilitlemek zorunda kalmıştı. Resmen burada kapana kısılmıştım. Handenin durumuna gelecek olursak elimdeki yarısı kırık sandalyeyi masaya vuracak kırmışım... Bunu da taylanın kafenin güvenlik kamerası kayıtlarını istediğinde görmüştüm. Handenin başını masaya vurduğum için bayılmış meğer... Bu ne kadar da içimi rahatlatmış olmasa da ölmediği için minicik de olsa sevinmiştim.

"Radyoyu açmamı ister misin?"diye dikiz aynasından bana doğru bakan taylana gözlerimi devirerek cevap verdim. Ben ne derdindeyim sen ne derdindesin taylan ya.

"Senin de tersin pismiş ha bunu da öğrenmiş olduk."

Ağlamaktan şişmiş dudaklarımı kemirerek hâlâ daha bana bakmaya devam eden taylana doğru çevirdim bakışlarımı.

"Sence hapse girer miyim?"

Düşünüyormuş gibi elini çenesine koyup yeni çıkmaya başlayan sakallarını kaşımaya başladı. Kafasında neler döndüğünü o kadar cok merak ediyordum ki.

"Sanmıyorum. Hande şikayetçi olmaz."

"Nasıl bu kadar emin konuşabiliyorsun?"diye soludum.

"Çünkü kerem handenin yanında. Keremin sana olan aşkını göremeyecek kadar kör olamazsın?"

Bakışlarımı kaçırdım. Gözleri büyürken yalandan şaşkınlıkla ağzını açıp yönünü tamamen bana doğru çevirdi.

"Kör değilsin öyle değil mi?"

ZEMİN | Kerem Aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin