2.Bölüm

18.4K 900 189
                                    

Uyandığımda başımda Kaan ve İnci ablam vardı. Umay ablamın hastanenin kapısında olduğunu söylemişlerdi. Hava alıyormuş. Nergis Hanım ise başka bir odadaymış, başında eşinin olduğunu söylediler. Yattığım yerde doğrulup, oturur pozisyona geldim ve bir elimle başımı ovuşturdum.

"İyi misin Nil'im?"

Ablam endişeyle yüzüme bakıyordu. 

"Bilmiyorum abla. Neyin içine düştük biz böyle?"

Gelip bana sarıldı sıkıca. Hemen karşılık verdim. İçimde rahatsız edici bir his vardı, ne yapacağımı şaşırmıştım. Sıradan hayatımda mutluydum ben, şimdi garip bir kabusa uyanmıştım sanki...

"Abla seni alamazlar değil mi? Hem reşitsin sen."

Kaan'ın hala aynı dertte olduğunu görünce güven vermek ister gibi gülümseyip, bir elimi ona uzattım. Hemen tuttu ve sıktı.

"Merak etme canım, ne olursa olsun sizden kopacak değilim."

"Evden de ayrılma ama tamam mı?"

"Ayrılmam."

"Söz ver."

Devam edemeden İnci ablam araya girdi.

"Kaan'cım, yorma Nil'i şimdi. Dur bakalım, daha oturup adam akıllı konuşamadık bile insanlarla."

"Ya İnci abla konuşsak ne olacak? Verecek miyiz Nil ablamı?"

Kaan'ın anne ve babamın kaybından sonra özellikle bize düşmüş olması, kaybetme korkusunun ise ona ilk zamanlar aralıksız kabuslar gördürmesinden dolayı psikolojik olarak yıpranması şimdiki paniğinin en büyük sebebiydi. Üstelik evin küçükleriydik. Suç ortaklarıydık. Şimdi benim de onu bırakacak olmamdan endişe ediyordu.

"Kaan sakin ol kardeşim, bir yere gittiğim yok."

O sırada odanın kapısı açılmış, içeri Umay ablam girmişti. Gözleri beni bulduğunda hızla diğer tarafımdan bana uzandı ve İnci ablamın da bırakmasıyla ona sarılmamı sağladı.

"Dağıttım o manyak kadını Nil. Merak etme sen kardeşim. Hadi iyiysen çıkalım şu hastaneden de evimize gidelim."

Kaan da heyecanla diğer koluma girdi.

"Hadi Nil abla hemen gidelim."

Ben ne yaptıklarını anlamaya çalışırken İnci ablam beni ikisinden de çekerek uzaklaştırdı.

"Hey hey bırakın kızı. Önce Timur Bey ve Nergis Hanım'la tanışacak. Sonra da hep beraber evimize geçeceğiz... Onlara haksızlık etmeyin, en az bizim kadar üzgünler."

İnci ablam yine mantığını konuştururken, ben de bu sırada ayaklanmıştım. Odadan çıktıktan sonra da Timur Bey'lerin yanına gitmek için asansöre ilerlemeye başladık. Bu sırada Umay ablam konuşmaya başlamıştı.

"Ben biraz araştırdım. Türkiye'nin sayılı zenginlerindenmiş Erdem ailesi. Dört tane oğulları ve üçü Nil'den büyük, biri de Kaan yaşında."

Asansörün kapısı açılırken içeri girdik. Kaan huysuzca homurdanırken gelip, koluma girmişti bile. Haline güldüm.

"Merak etme Kaan efendi, bana tek ergen kardeş yetip de artıyor bile. Seni kimselere değişmem."

Kaan dediğime gülmek yerine, mümkünmüş gibi bana daha da sokulmuştu. Boyu benden uzundu ama haline bakınca çocuk olduğu ortadaydı. Uzanıp, yanağından öptüm.

Asansörün kapısı açılınca İnci ablamın dediği oda numarasını bulduk. Dışarıda kimse yoktu. İnci ablam öne geçerken kapıyı tıklatıp, içeriden onay alarak kapıyı açtı. O önde, biz arkada içeri girdik. Yatakta uzanan Nergis Hanım uyanmıştı ama oldukça bitkin duruyordu. Başındaki koltukta Timur Bey vardı ki o da bir eliyle başını ovuşturmakla meşguldü. Nergis Hanım'ın çevresinde ise dört erkek vardı ki onlar da benim kardeşlerim olsa gerekti. Hepsi ilgiyle bize dönmüş, gözlerindeki afallamayla bizi inceliyorlardı. Timur Bey bizi görmesi ile ayaklandı, Nergis Hanım da doğrulmak istemişti ama gücü yetmeyince tekrar eski haline döndü.

Gerçek Mi Ailem?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin