4.Bölüm

15.2K 709 124
                                    

Yemekteki tatsız andan sonra hep beraber salona geçmiştik. Ben sessizleşmiş, ara ara kaçamak bakışlarımı Nergis Hanım'a yöneltiyordum. Neyse ki çok sürmeden az önceki heyecanına bürünmüştü. İnci ablam sohbet arasında ise ölen kardeşlerinin adını ve mezarının yerini sormuştu. Bunun üzerine Nergis Hanım Gamze'nin fotoğraflarını getirmişti. O an ablalarımın ve Kaan'ın ilgiyle fotoğrafları incelediğini gördüm. Ben de birkaç fotoğrafına baktım kısaca, sevimli bir bebekti.

"Evet, neler yapıyorsunuz peki? Okuyor musunuz?"

Soruyu Timur Bey sormuştu.

"Bu sene üniversiteye başlıyorum."

"Hangi bölüm?"

"İç mimarlık."

"Peki siz hangi işlerle meşgulsünüz çocuklar?"

Timur Bey onlara dönünce ablam tebessümle yüzüne baktı.

"Ben mimarım, şu anda da Demirci İnşaat'ta çalışıyorum."

Herkesin üzerinde garip bir etki bırakmıştı bu söz. O an Timur Bey'lerinde inşaat sektöründe olduğunu hatırladım. Pek sevmiyorlardı anlaşılan.

"Başarılı bir mimar olmalısın, oraya girmek herkesin harcı değildir."

"Teşekkür ederim, aslında bu ay yeni başladım orada işe, daha öncesinde farklı firmalarda tecrübeler edindim."

"Tüh kaçırdık yani seni ama eğer gün gelir de orada sıkıntı çekersen kapımız sana her zaman açık. Nil gibi seni de, sizi de evladım olarak görüyorum."

Ne güzel, ben daha az önce 'dün tanıdığım adamlar' diye nitelemiştim bu insanları. Bir de onların sözlerine bak. Utancım yeniden yanaklarımı ısındırmıştı. O sırada Umay ablamı sormuşlardı.

"Grafikerim, şu an bağımsız çalışıyorum. Açıkçası dişli bir sektör, yen mezun olduğum için henüz yer edinmeye çabalıyorum."

"Eğer referans olmamızı istersen senin için konuşabileceğim bazı şirketler var."

"Teşekkür ederim ama tek başıma çabalamak istiyorum."

Torpile karşı inanılmaz bir nefreti vardı ama neyse ki burada abartılı bir tepki vermemişti. Timur Bey'in yüzünde ise beğeni dolu bir ifade vardı. Son olarak Kaan'a döndü.

"Anadolu lisesi kazandım, ablamın mezun olduğu iyi bir okul. Oraya gideceğim."

O sırada Timur Bey elini Emir'in sırtına koydu.

"Emir ile aynı yaştasınız o halde... Emir, Kaan ile tanıştın mı? İsterseniz Emir'in odasına çıkıp, sohbet edebilirsiniz."

Kaan mırın kırın edince ters ters ona baktım ama konu uzamamıştı zaten. O sırada Ali bana hitaben konuşmaya başladı.

"E madem şu alışma işlerine yoğunlaşalım biz de, müsait olduğun bir gün dışarıda vakit geçirelim mi Nil?"

Ali inanılmaz biriydi. Yaptığım patavatsızlığa rağmen ne kırgınlık, ne öfke görmüştüm ifadesinde. Sadece anlayış ve samimiyet. Ona minnetle baktım istemsizce.

"Çok sevinirim-" deyip duraksadım. Ne diyeceğimi bilememiştim bir an. O da gülümsemesini büyüttü.

"Abi dersen eğer çok sevinirim. Hem anne baba demek kadar zor olmasa gerek."

Güldüm.

"Çok sevinirim Ali abi."

"E ben de duysam ya kardeşimden bir abi?"

Gerçek Mi Ailem?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin