26.Bölüm

5.6K 476 39
                                    

Kremayı karıştırmaktan başka pek de bir şey yapamamıştım. Çünkü normalde olmadığım kadar sakar hissediyordum. Neye elimi atsam ya dökmüş, ya da tamamen batırmıştım. Git gide sinirlerim bozulurken de Emre halime kıyamamış olacak ki bana sadece kremayı karıştırma görevi vermişti.

Yani mutfakta işler pek de umduğum gibi geçmemişti.

Nihayet son dokunuşlara geçilmişti. Olabilecek en uzak noktadan izlerken gözlerim istemsizce Emre'nin dikkatli yüzüne kaydı. Yaptığı işe odaklanmış, ciddi ama keyif aldığı belli bir ifadeye sahipti. İşini seviyordu kesinlikle.

Bitirdiğinde ise bir iki adım geri çekilerek gururla şaheserine baktı. Sonra da kocaman bir gülümseme ile bana.

"İşte hazır, şimdi dolaba gidecek ve bir gece dinlenecek."

Kaşlarım çatıldı.

"Şimdi yiyemez miyim?"

"Maalesef, yarın yeniden gelmek zorundasın." derken yüzündeki ifade muzip bir hal almıştı. İstemsizce güldüm, tekrar gelmem için böyle bir tatlı mı seçmişti yani? Bir de bu çocuğun kız arkadaşı pek olmadı falan diyorlardı, külliyen yalan! Hesap ettiklerine bakınca içtiğim gazozu dahi kontrol edesim gelmişti.

"Ama üzülme." diye devam etti ve mutfağın büyük dolabına ilerledi. "Sana ikram edebileceğim çok tatlı var burada."

Oradan ikimiz de tatlımızı alıp, mutfaktan çıktığımızda Emre'nin arkadaşlarının gitmiş olduğunu gördüm. Boş masaya geçip, oturduk. İkimiz de tuhaf bir sessizliğe bürünmüştük. Bunu bozan ben oldum, biraz durgun bir ifade ile önümdeki tatlıya bakarken "Buraya ilk geldiğimde beni arkadaşlarınla tanıştırmak istemedin, değil mi?" diye sordum. Bu aklımı kurcalıyordu, nedeninden emin olmalıydım.

"Ben... istememek değil de... senin rahatsız olmandan çekindim."

Mahcup duruyordu. Ona bakışımla devam etti.

"Seni kırdım mı bilmeden?"

"Neden rahatsız olacağımı düşündün?" dedim son cümlesini duymazdan gelerek.

"Bizimkiler biraz rahatlardır, seninle uğraşırlar diye korktum. Yani aramızdaki şey bu kadar yeniyken seni önlerine atamazdım."

Güldü hafifçe, ben de karşılık olarak tebessüm ettim.

"Neden uğraşıyorlar peki?" Duymak istediğim şey Emre'nin geçmişi hakkında söyledikleriydi. Bana senden önce pek fazla ilişkim olmadı ama seni gördüğümde aşkı bulduğumu hissettim! falan desin istiyordum. Yani aşk kısmı abartı oldu farkındayım ama neden olmasın ki yahu... Bence dese güzel olur.

"Senden önce yanımda neredeyse hiç kız görmediler diyebilirim, ben biraz işkoliktim sanırım. Sosyal hayatım gördüğün kişilerle sınırlı, onun dışında hep mutfaktaydım. Çocukluğumdan beri hem de... Yani benim için ilksin diyebilirim."

Tamam, şimdi bu konu burada benim sessiz kalmamla tatlı tatlı kapanabilirdi ama top ayağıma gelmişken, gol atmazsam da ayıp olur.

En azından deneyebilirim şansımı.

"Demek ilkim?" dedim muzip bir ifade ile ona bakarak.

Bir an durdu, sonra o da bana uyarak gülümsemesini büyüttü ve geriye yaslandı. Gözlerini gözlerimden ayırmamıştı.

"Öylesin."

"Bugüne kadar eminim birçok güzel kızla tanışmışsındır?"

"Tanıştım."

"Ama bana gelene kadar hiç kimseyle olmadın?"

Başını iki yana sallayarak güldü ve öne doğru gelip, kollarını masaya dayadı. Bu sefer daha yoğun bir ifade vardı gözlerinde. Ben de çatalımı bırakıp, onu taklit ettim.

Gerçek Mi Ailem?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin