Hikaye 11

22 7 30
                                    

Genç çocuk yaşanmışlıklarla dolu olan eskimiş,rüzgardan dolayı yırtılmış perdesi uçuşan , camları kırılmış iki katlı eve gelmişti .

Yanında küçük kahverengi bel çantası ile korka korka boyası çıkmış kapıdan içeri girdi. Nerede olsa hatırlayacağı tozlu piyanosunu görünce bel çantasından bir bez çıkardı. Asıl amacını yerine getirmek için o tozlu piyanonun yanına gidip güzelce sildi. Kapağını , bacaklarını , tuşlarını...

Sonra yandaki bir kulbu kırık, camlı dolabı gördü . Dolaba göz attığında notlar ve notalarla dolu kağıtları gördü. Bunlar onun piyano çalışmalarıydı. Üstü hafif tozlanan kağıtları sirkeleyip yanında getirmiş olduğu torbaya özenle koydu. Ve üst kata çıkmaya başladı.

Her adımında çocukluğundan sesler duyuyor gibi hissediyordu. Üst kata ulaştığında karşısında mavi kapılı bir oda duruyordu  küçüklüğünü geçirdiği odaydı bu. Yavaş ama büyük adımlarla odaya girdi.

O  erişemediği bir iki oyuncaklı rafa artık yetişmekle kalmıyordu. Odayı gözleriyle taradığında aslında hiçbir şeyin değişmediğini sadece kendisinin büyüdüğünü anladı .

O an aklından şu soru geçti: " Büyümek güzel mi?"

Saatlerce düşündü genç çocuk, kırmızı eski bir sandalyeye oturarak . Sonra kalkıp tekrar aşağı indi , piyanosunu kendi evine aldırttı geçmişinden kalan tek şeydi o piyano. Daha fazla vakit harcamayıp evden çıktı.

Eve son kez baktı aklındaki soruya yanıt almak için fakat almadı alamazdı da çünkü yaşadığımız an güzeldi ne geçmiş ne de gelecek.

~
Ne düşünüyorsunuz ?

Yazdığım ilk hikaye buydu :)

Melankolik HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin