En son duymuş olduğum silah sesi beni tedirgin etse de merakıma engel olamamış cama yaklaşmıştım. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken kapıyı kırarak açan polislerle karşılaştım. Ne oldu böyle. Her şey çok garipti. Karşımda bana silah doğrultan polisleri görünce ellerimi havaya kaldırdım. "Ben masumum." Karşımdaki polis bana silahı doğrultmaya devam ederken polisin arkasındaki ekip etrafı karıştırmaya başladı. Karşımdaki polis "patronun nerde?" diye sordu. O kadar garip bir duruma düşmüştüm ki... "bir saniye siz yanlış anlıyorsunuz kimse benim patronum değil. Bakın ben de polisim." dedim. Karşımdaki polis bana hiç inanmışa benzemiyordu. "Ha ha tabi kesin öyledir. Zaten polis olduğun için buradasın dimi?" bu soruyu alay ederek sorsa da bir anda çok ciddileşmiş ve sesini bir hayli yükselterek "cevap ver patronun nerde. Silahları nerede saklıyorsunuz? "diye sormuştu. Ne diyeceğimi şaşırmış vaziyette dururken "Yusuf, senin burada ne işin var?" diye bir ses işittim sesin geldiği yöne baktığımda karşımda başkomiserimin durduğunu gördüm. "başkomiserim, bana komplo kurdular ve beni kaçırdılar." dedim. Başkomiser Hüseyin bana cevap verecekken polis sözünü kesti. "Sen derdini nezarethane anlatırsın. Götürün şunu." deyip ekibe baktı." Bakın gerçekten ben bir şey yapmadım ben masumum." Beni kimse kale almamıştı üstüne üstük elime kelepçe takıyorlardı. Ne kadar çabaladıysam da kimseye kendimi inandıramadım (...)
Kendimi nezarethanede bulmuştum. Bu zamana kadar demir parmaklıkların hep diğer tarafındaydım. Bu tarafına ilk defa geçmiştim. Haksız yere hapis yatmak belki de dünyadaki en kötü şey olabilirdi. Bunu yaşamak istemediğimden de kendimi en güzel şekilde savunacaktım. Bir süre nezarethane bekledim. Yanıma iki adamı daha atmışlardı. İkisi de hırsızlıktan girmişti içeriye.
Acaba Rıfat yakalanmış mıydı? Peki ya Hasan, ona ne olmuştu. Gerçi onun gizli görevde olduğunu biliyorlar. Ona bir şey olmazdı. Peki ya ben ne olacaktım? Kendimi savunamamıştım. Aslında Hasan beni kurtarabilirdi ama kim bilir şu an neredeydi? Ben demir parmaklıklara tutunmuş kara kara düşünürken. Bir ses beni dürttü." Sen neden buradasın? Senin suçun ne?" sesin geldiği tarafa dönüp cevap verdim "ben masumum. Herhangi bir suç işlemedim." Adam kahkaha atmaya başladı. Yanındaki de ona eşlik ediyordu. Adam bana gözlerini dikerek "tabi kesin suç işlememişsindir. Zaten polislerde seni eğlence olsun diye buraya attılar." dedi. Sonra da ikisi de kahkahalarının dozunu arttırıp alayla gülmeye başladılar. Bu çok sinir bozucuydu. Şeytan diyor şimdi adamları eşek sudan gelinceye kadar döv. İçimden "La Havle Vela Kuvvete İlla Billah" çektim. Sakinlemiştim. Ne zaman çeksem işe yarardı. Şeytana uymadım. Demir parmaklıkların arasından dışarıyı gözetlerken. Karşımda annemi gördüm. Bu gerçek olamazdı. Olmamalıydı... "anne senin burada ne işin var?" diye sordum. "Asıl senin burada ne işin var? Hani sen gizli görevdeydin. Ne oluyor çabuk açıkla" dedi. Annemin güvenini kaybetmekten çok korkuyordum. Ben anneme bu zamana kadar hiç yalan söylememiştim. Belki sakladığım şeyler olmuştu evet ama hiç yalan söylememiştim. "Anne bak hiçbir şey göründüğü gibi değil. Ben açıklayabilirim gerçekten. "dedim. Annem bir anlık sinirle sesini yükselterek "açıkla o zaman Yusuf. Seni dinliyorum." dedi. Şimdi her şeyi açıklamam gerekiyordu. Her şey o kadar karışıktı ki "anne bak" "Yusuf Hüsrev" polisin adımı söylemesiyle sözüm yarıda kesilmişti. "Buyurun benim." Polis bana bakıp kilidi açtı "mahkemeye gidiyorsun." Ne nasıl? Bu nasıl olabilirdiki?" Daha sorguya bile alınmadım." Polis cevap vermemişti. Elime kelepçeyi takıp kolumdan tuttu. İlerlemeye başladık.
Mahkeme salonunda sanık yerindeydim. İçeriye hakim girdi. Arkamdaki koltuklarda annem başkomiser, Elif ne durun bir saniye Elifin burada ne işi var? "Sanık Yusuf Hüsrev'in tutuklu yargılanmasına karar verilmiştir." Ne daha hiç kimse konuşmamıştı? Mahkeme daha başlamamıştı. "durun, ben masumum. Bakın kendimi savunmama izin verin."
Yusuf iyi misin? Uyan artık. Gözlerimi açtığımda karşımda Elif'i gördüm. "Kabus görüyordun herhalde." bir saniye, durun az önce yaşananların hepsi bir rüya mıydı? Gerçekten de hepsi bir rüyaymış gözerimi balkona çevirdim. Denize baktım usulca sonra da Elif'e... Allah'ım çok şükür hepsi bir rüyaymış.
![](https://img.wattpad.com/cover/310590187-288-k672876.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amiyane Zevahir
ActionEğer bir polis mafya tarafından kaçırılırsa ne olur? Ya polisin artık bu mafyadan kurtulması mümkün değilse? Peki bu mafya bu polis için sandığından daha da önemliyse? Bazı şeyler bazen sebepsiz ve çok basit görünse de altından hiç de basit şeyler...