Saat 15.30'du. İçim içimi yiyordu. O tren garına gitmeli miydim? Neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Ama babamın katilini öğrenmek için değer miydi? Benim babam Cüneyt Hüsrev. Kendisi bir Cumhuriyet Savcısıydı. Ben on beş yaşındayken davalıları tarafından öldürüldü. Bu olayın üzerinden onlarca sene geçmesine rağmen ne olmuştu da bir anda böyle bir mesaj gelmişti. Beni nasıl bulmuşlardı ki? Eğer bu bir komplo olsa bile babamın öldürüldüğünü nereden biliyorlardı. Oraya gidecektim. O tren garına gidip her şeyi gerçeğe kavuşturacaktım. Her ne olursa olsun söz konusu benim babamdı ve ben bu riski alıcaktım.
Saat 16.30'du. Elimde zarfla tren garınında bekliyordum. On dakika kadar bekledim. Saat tam 16.40'ta karşımda bir adam belirdi. Bu da neydi böyle. Karşımda beliren adam Furkan'dı. Rıfat'ın elinden kurtulmamı sağlayan adam. Kimsenin bilmediği o şifreleri bilen adam. Furkan eğer. Rıfat'ın adamıysa bu bir komploydu ve ...
"Furkan" dedim. Bana baktı ve gülümsedi. "Furkan ya" her şey çok karışıktı. "Senin babamla ne alakan olabilir ki?"deyip yakasına yapıştım. Ellerimi yakasından çekti ve "sakin ol genç adam. Ben sana yardımcı olmak istiyorum." dedi. "Sen kimsin?" dedim. "Ben Cüneyt Savcımın ajanıydım." Ne babamın ajanı mı vardı? Ama nasıl? "Ama bu nasıl olabilir? Sen Rıfat'ın adamı değil misin?" dedim şaşkınlıkla. "Babanın katili Rıfat" dedi ve arkasını dönüp gitti. " Ne diyorsun sen?" Koşarak peşinden gittim. Ama ben yetişemeden gözden kayboldu. Şimdi benim babamın katili Rıfat mıydı? Bir çocuğun babasız büyümesine sebep olan Rıfat mıydı? Eğer gerçekten oysa... Peki ya bunların hepsi bir komploysa Rıfat kendini katil gibi gösteriyorsa? Sonuçta Furkan onun adamı ama madem ki öyle neden Furkan benim kaçmama yardım etti. Ve neden babamın ajanı olduğunu söyledi? Ya doğru söylüyorsa...Bu olayı kime söylemeliydim? Birine anlatmalı mıydım? Evin önüne gelmiştim. Evin önüne park edilmiş havalı bir arabayla karşılaştım. Bu araba çok tanıdıktı. Daha önceden görmüştüm. Bir saniye bu Elif'in nişanlısının arabasıydı. Elimi istemsizce yumruk yapıp sıktım. Elif ile alakalı durumlarda neden bu kadar sinirleniyordum ki? Sinirle apartmandan içeriye girdim. Merdivenleri hızla çıkıp Elif'in kapısına geldim. Kapıyı yumruklayarak açmalarını sağladım. Kapıyı kendini Elif'in nişanlısı sanan Burak mıdır nedir o açtı. Karşımda dikilmiş
"Hayırdır birader sen de kimsin" dedi. Sinirden mantıklı düşünemiyordum. Elif istemediği biriyle evlendirilemezdi. Adamın yakasına yapışıp "Sen nasıl bir insansın ya? Seni istemeyen biriyle nasıl zorla evlenmeye çalışırsın?" Burak belinden silahını çıkartıp kafama doğrulttu. " Sen kimsin? Elif'i nereden tanıyorsun? Bu ne cüret" dedi. Bir an sinirlerime hakim olamayıp. Bir tane yumruk attım. Burak ne olduğunu anlayamadan acıyla kıvranırken. İçeriye dalıp "Elif" diye seslendim. İçeride bir nikah memuru ve Elif vardı. Ne nasıl? Ama bu nasıl olur? Elif beni görünce bir anlık ayağa kalktı. "Yusuf" gözlerinin içinde büyük bir acı ve pişmanlık vardı. "Elif"... Elif masanın üzerinde duran evlilik cüzdanını aldı ve. "Artık çok geç Yusuf ben evlendim." dedi. Gözlerimden bir damla yaş gelmişti. "Ama neden? İstemediğin biriyle neden evlendin?" diye sordum acıyla. Gözlerimin içine baktı ve " çünkü sen babamı hapse atamadın. Çünkü sen bana gerçekleri anlatmadın. Çünkü sen bana karşı dürüst olamadın." dedi ve bir anlık uyandım. Holter sesi ve soluk bir ışık ile açtığım gözlerimi bir anlık acıyan karnıma çevirdim. Sargılar vardı. Ne olmuştu bana böyle Elif nerdeydi? Her şey bir rüya mıydı?Ben yoksa vurulmuş muydum?
![](https://img.wattpad.com/cover/310590187-288-k672876.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amiyane Zevahir
БоевикEğer bir polis mafya tarafından kaçırılırsa ne olur? Ya polisin artık bu mafyadan kurtulması mümkün değilse? Peki bu mafya bu polis için sandığından daha da önemliyse? Bazı şeyler bazen sebepsiz ve çok basit görünse de altından hiç de basit şeyler...