22.Bölüm

4 1 0
                                    

Elif'in gözlerinin içine baktım. O da benim gözlerime baktı. Güven duygusu kokan bu anı bozan Yahya oldu. "Hadi" dedi. Araba çalışmış biz Foça'ya doğru yok almıştık. Yolda Elif'e teker teker her şeyi anlatmıştım. Her şey yolunda gitti. Ve biz oraya vardık. Belimdeki silahı kontrol ettim. Ama yoktu. Ah tabi ya trende kalmıştı. Silahı belimden çıkarıp bavula yerleştirmiş olmam gerçekten çok sinir bozucuydu. Yüzümdeki ifadeyi fark eden Elif  "ne oldu? Bir sıkıntı mı var?" dedi. "Evet silahım yok." dedim. Elif gülümsedi ve "derdin bu olsun. Çözümü biz de" diyip torpidodan bir silah çıkardı. Sonra da silahı bana uzatıp gülümsedi. "Senin silahla ne işin olur?" diye sordum. Havalı bir bakış atıp "biz de mafya kızıyız herhalde. Var bizim de bir takım tehlikelerimiz." Gülümsedim. "Eyvallah" dedim. Tam arabanın kapısını açarken onlarında harakete geçtiğini gördüm. "Hey hey siz nereye?" Yahya "abi tek başına gidemezsin öldürürler seni" dedi. Elif ise "seni oraya tek başına göndermem. Ben de gelicem." dedi. "Hayır hayır siz gelemezsiniz. Ben yalnız gidicem. Hem sen Yahya'ya göz kulak ol. Yahya gelemez oraya. Bana bırakın siz şu karanlık tarafı."dedim. Ardımdan Elif "tamam peki ama bi karakola haber etseydik." dedi. "Tamam sen haber et ben gidiyorum." dedim.

Dar sokaklar,sessiz kaldırımlar, ıssız yollar... Tehlike kokan bu macera beni çok heyecanlandırıyordu. Belimdeki silahın vermiş olduğu özgüvenle yürüdüm. Gelen polislerle bir baskın yapacaktım. Aklımda yeri tespit edip beklemek vardı. Ama işler hiç de düşündüğüm gibi olmadı. Ben tam yeri tespit ettiğim sırada. Arkamdan beni takip eden bir köpek gördüm. Köpek dili bilmediğimden hayvancağızın havlamasından engel olamadım. Ve tabi fark edilmeme de. Oradan koşarak uzaklaşmaya çalışıyordum ama arkamdan üç el silah patladı. Bu bugün altıncı defa arkamdan patlatılan silahtı. Oysaki ben daha güvenli bir yere gidiyordum. Bu işte bir terslik var ama neyse.

Dar bir sokaktaydım. Saklanacak yer bulmak çok zordu. Bir grup tehlikeli görünen adam grubu gördüm. Ellerinde silahlarla bana yaklaşıyordu. Bu da demek oluyordu ki inlerine inmiştim. Beni görmüşlerdi. Koşup kaçsa mıydım? Yoksa... belimden silahımı çıkarıp "bırak silahları! "Dedim. Bu ne cesaretti? Üzerime doğru geliyorlardı. Geri adım atmadım. "Sen kimsin birader? Hayırdır."dedi. İşte şimdi başlıyordu. "Ben Kenan"dedim. Yahya'dan aldığım istihbaratlara göre bu organ mafyasının gizli liderinin adı Kenanmış. Kimse yüzünü görmemiş. Ama herkes ondan çok korkarmış. Evet işte şimdi Kenan olma zamanı... Başladılar aralarında fısıldaşmaya. "Kenan mı? , eğer oysa bittik biz."falan filan. Üzerlerine yürüdüm. "Bırakın silahları !" Önce bir kaçı bıraktı. Bırakmayan biri vardı, benim Kenan olduğuma ikna olmamıştı demek ki. Mizacımı daha da sertleştirerek üzerlerine yürüdüm ve "lan sen kimsin?"diyerek elindeki silahı alıp yere fırlattım. Karşımdaki adam sert bakışlara ve iri bir vücuda sahipti. Silahı yere fırlatılınca iyice sinirlenip. "Sen Kenan falan değilsin." dedi. Elimle adamın ağzını açıp silahı ağzının içine tuttum. Ve sıkıcakmış gibi yaptım. "Tövbe Estağfirullah! Sen hayırdır bana ahkam kesiyorsun"dedim. Öyle sert bakmıştım ki... karşımdaki bu sefer korkmuştu. Yanındakiler "Kenan baba lütfen bırak onu. Onun kafa biraz gidiktir ondan. Bağışla onu lütfen."dedi. Karşımdaki de kafasını salladı. Sonra silahı geri belime soktum ve "beni çocuklara götürün. Duyduğuma göre işinizi doğru düzgün yapamıyormuşsunuz."dedim. Plan işe yaramıştı. Peki diyip beni oraya süt dökmüş kedi gibi götürdüler. Telefonumdan Elife canlı konum attım. Tabi bunu görmediler.

Karanlık virane bir yere gelmiştik. Açlıktan zayıflamış bir sürü çocuk vardı.
"Çık dışarı" dedim. Etrafımdakilerden biri "Hayırdır baba bi sıkıntı mı var?"dedi. Tek kaşımı kaldırıp "aynen var bi sıkıntı"dedim. Mizacımdan çekinen adam geriye çekildi. Önüme dönüp elimi havaya kaldırdım ve iki parmağımı açıp kapayarak içlerinden birimi yanıma çağırdım. Yanıma geldiğinde ise kulağına eğilip "burada aç susuz bırakılmak mı istiyorsunuz? Sabahleyin yürek mi yediniz? Hayırdır neden lafımı ikiletiyorsunuz?"dedim.

Herkes dışarı çıkmıştı. Bu koca virane yerde yalnızca ben ve masum çocuklar vardı. Elimle sessiz olun işareti yaptım. Ve yanlarına gidip ipleri olanların iplerini çözdüm. "Benden korkmanıza gerek yok. Ben size yardıma geldim."dedim. Telefonumu çıkarıp Elif'i aradım. Tam o sırada arkamda Elif ve koskoca emniyet teşkilatı belirdi. Derin ve huzurlu bir nefes almıştım. Galiba bu hikayede burada mutlu sonra ulaşmıştı.

Polisler tek tek hepsini tutukladı. Çocukları güvenli yerlere götürdü. Artık her şey yolundaydı. Yahya koşarak yanımız geldi ve bana sarıldı. Ağlıyordu "ne oldu neden ağlıyorsun?"dedim. "Çok teşekkür ederiz ağbi. Her şey senin sayende. Hayatını riske atıp bu kadar çocuğun ve benim hayatımı kurtardın. Çok teşekkür ederim."dedi. Ben de ona sıkıca sarılmıştım. Güzel bir şekilde vedalaştık. Günü bu şekilde sonlandırmıştık. Hayatımın geri kalanında ne olacaktı hiç bir şekilde bilmiyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Amiyane ZevahirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin