Yeniden Doğmak🏹
Büyük acıların ardı büyük güzelliklere gebeydi belki de. Allah, düştüğü yerden insanı en güzel şekilde kaldıyordu. Ne zaman yüreğin sızlayarak ağlasan sonunda bir ferahlık vermiyor muydu yüreğe? Sonunda her bir göz yaşı bir çiçeği yeşertmiyor muydu ?
Ya yeşertecekti ya da solup gidecekti tüm çiçekleri Alçinin.O gece rüyasında babasını gördü ilk defa. O gittiğinden beri her gece görmeyi beklemiş ama en sonunda umudunu yitirmişti. Bir ay boyunca sessizlik içindeydi. Yemek yiyor, rutin işlerini görüyor, uyuyordu. Ne atına binmişti ne de oku ile yayına dokunmuştu. Onun bu sükut hali Yakut Hatunu oldukça endişelendirmişti keza Çağatay beyinde bir şey yapamadığı için yüreği kavruluyordu. Alçin bir ay boyunca kimseyi yanına yaklaştırmamıştı. O yüzden Çağatay bey içinde yanıp tutuşan şeyi bile söyleyememişti ona.
Yakut Hatun, elinden geldiğince Aksungurlar obasını idare etsede artık oldukça zorlanıyordu. Acısıyla baş etmeye çalışırken obayla da tek başına ilgilenmek onu oldukça yormuştu. Alçini bir tarafta Ayperisi bir tarafta savrulup gidiyordu sanki. Onca sözlerine rağmen kızlarını hayata yeniden tutunmak için ikna edememişti. İkisi de öylesine yaşıyor gibiydi. Bu da canını daha da çok yakıyordu. Sungur bey gittikten sonra dış meselelerde Çağatay beyin yardımını görmüştü hep ancak artık hiç bir şeye yetemiyordu. Tükenmişti, yinede kimseye belli etmiyor ve tek kelime konuşmuyordu. O bir ay içinde anlamıştı ki Çağatay bey, kızını çok seviyordu. Onu her gördüğünde hüzünle ve hasretle bakan gözlerini o fark ediyor ama kızı fark etmiyordu.
Halı dokuyan kadınların yanından geçerken onları izledi dalgınca. Oba hatunları Yakut Hatunun durumunun iyiye gitmediğini düşünüyorlardı. Beyleri de başa kimin geçeceğinin tartışmalarını yapmaya başlamışlardı ve epeydir de bunu dillendirirlerdi. Ahval hiç iyiye gitmiyordu ve Yakut Hatun da bunun farkındaydı.
Elindekileri bıraktı Alçin Hatun. O sabah farklı bir sabahtı. O gün farklı bitecekti artık. Babasının sözleri yankılandı zihninde.
"Alçin'im.. Kanatlarını açasın artık. Vazife seni bekler bilmez misin ?....
Çağatay bey, seni bekler görmez misin ?.. Hayde kızım, hayde kalk ve uç... Hatırla;
Kanatlarını açtığın kadar uçacaksın. Uçtukça yara alacaksın. Alacaksın ama sen yinede uçacaksın."Ardından ayağa kalktı ve sandığına doğru gitti. Ahşap oymalı sandığını açtı, içinden en sevdiği ve dahi babasının da çok sevdiği elbiseyi kaldırdı. Turkuaz rengi elbiseye bakarken gülümsedi.
Babasının sözleri yankılandı yeniden yüreğinde.
"Düşmekte var, incinmekte ama yarayı veren merhemini de vermiştir bunu unutma. Sen yalnızca yeniden uçmaya devam et..."
Alçin elbiseyi üzerine giydi. Saçını yeniden örüp elbisesine özel börkünü de başına taktı. Ardından gözleri uzun süredir almadığı yay ile ok torbasına kaydı.
Vakit gelmişti.
"Şimdi ! Öyle bir fırlat ki okunu rüzgar okuna yoldaş olsun."
Yay ile ok torbasını aldı ve hızla otağdan çıktı. Sakin ve emin adımlarla etrafına dahi bakmadan atına doğru gitti. İlk önce onu sevdi ardından kulağına fısıldadı ve bindi.
"Uç kızım.. Rüzgara yoldaş et bizi."
Yakut Hatun, Ayperi, Günçiçek ve dahi tüm oba halkı hayretle Alçin Hatuna baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alçin | Rüzgarı Kendine Yoldaş Eden Kız
Historical FictionCesur yüreklerin hikayesi... . Cenk, yalnızca ok ile kılıç ile değildi. En büyük cenk yürekleydi. Kim ki yüreğini sağlam tuttu işte asıl cengi o kazandı. 🏹 "Attığın ok kadar yol alacaksın Alçin. Kanatlarını açtığın kadar uçacaksın. Uçtukça yara ala...