6.BÖLÜM🏹

2.8K 216 10
                                    


Ateş, düştüğü yeri yakıyordu. 🏹

.

"Alçin kızım, ömür dediğin kısadır her şey zamanında güzeldir, haktır. Artık vakti de gelmiştir... Yani demem o ki şu dünyadan göçmeden senin mürüvetini görmek isterim kızım.."

Sungur bey, sözlerine ara verdiğinde oluşan sessizlikte kızını inceledi. Alçin, babasından duyduğu sözler ile şaşırırken ne diyeceğini bilemez halde ağzı açık sofraya bakıyordu. Nasıl baksındı ki babasına bunu hiç beklemiyordu ve bu konularda hep oldukça çekinmişti. Ayperi ablasının girdiği hale gülmemek için zor dururken dudaklarını dişledi, Sungur bey de sözlerine devam etti.

"Hemen bir şey demeni beklemem kızım. İlk önce iyice bir düşün, gönlünde biri var mıdır, yok mudur bilmem ama bilesin ki gönlünden ne geçerse öyle olacak. Sen eyice bir düşün."

Sungur bey bunları söyledikten sonra yemeğine devam etti. Yakut Hatun da kızının elini tuttu ve sıktı. Bu hareketle Alçin anasına baktığında Yakut Hatun ona gülümsemişti.

"Hayde kızım yiyesin."

Yakut Hatun, kızının çekingenliğini anlamış ve ona yardımcı olarak konuyu değiştirdi. Hep beraber yemeğe devam ettiklerinde Alçin ancak bir kaç lokma daha alabilmişti.

..

Ertesi günün akşamı Çağatay bey ağabeyi ve obanın alpleri ile yediği akşam yemeğinden sonra otağdan çıkmıştı. Obadaki gizli yürütülen hareketten haberdardı ancak hala daha kervanın geçeceği yolu öğrenememişti.

Sıkıntıyla nefesini vererek oba kenarındaki dereye doğru yürüdü. Sinirle elindeki hançeri çevirmeye başladığında yere serilmiş bir ağacın gövdesine oturdu. Ay ışığı dereye vururken kendi bedeni diğer ağaçların gölgesinde kalıyordu.

Hançeri elinde çevirmeye devam etti ve sonra hançerin bir yüzündeki yansımasında çatılmış bakışlarını gördü. Yarından sonra dönülmez bir yola giriyordu. Açıkça ağabeyine meydan okuyacaktı ve gün yüzüne çıkan kirler ya onu obanın beyi yapacaktı ya da obadan gitmek zorunda kalacaktı. Düşündüğü ihtimaller hançerin iki keskin ucu gibiydi.

"Allah'ım yardım et... Küffara yardım eli uzatan el biz olmayalım."

Ağabeyinin aşılmaz inadı ve doğru yoldan sapması canını ne kadar yakıyorsa da buna dur diyecekti. Ne pahasına olursa olsun obadan gitmek zorunda kalsa dahi bu işe engel olacaktı. Yüreğinin de aklınında yolu birdi.

Hak yolu.

"Giray her şey tamamdır değil mi ?"

Ağabeyinin sesini işiten Çağatay bey, hızla sese doğru baktı ve bulunduğu gölgelikte biraz daha karanlığa gizlendi.

"Tamamdır beyim, dediğiniz gibi alplerimiz geceden varmıştır Karakıtaylara giden Ulusavran yoluna. Orada nöbet tutmaktalar."

Erkut bey, keyifle kahkaha attı.

"Eyi eyi, tedbiri elden bırakmayın Giray Alp. Güneşin ilk ışıklarında halledelim şu işi. Sonrası istediğimiz gibi altın dolu sandık bizim olacak."

Giray Alp'te Erkut Bey'le birlikte gülerken Erkut bey konuşmaya devam etti.

"Giray Alp, akşama da obada koyun kesile. Aş dağıtıla."

"Buyruk beyimindir."

Giray Alp ve Erkut bey gittiğinde Çağatay bey, bulunduğu karanlıktan çıktı. Elleri hala yumruk halindeydi. Sıkmaktan boğum boğum olan parmaklarını gevşetti ve hançerini kabzasına koydu. Hiddetle atına doğru giderken kimseye görünmemeye dikkat etmişti. Hızla atına atlayıp Aksungurların yolunu tuttu.

Alçin | Rüzgarı Kendine Yoldaş Eden KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin