Sevda çiçeği 🏹
.
Zaman hiç bu kadar yavaş geçmemişti sanki. Saniyeler saatler gibi gelir miydi ? Yeniden sağına döndü Alçin. Gözleri kapalı olsa da her düşüncesinde hareket ediyorlardı. İçinde durmak bilmeyen bir çocuk koşturuyordu sanki. Bir kez daha soluna döndü Alçin. Bu kez uyumak için bildiği bitkileri saymaya başladı.
Karanfil, Gül, lale, papatya, nergis, sümbül, nilüfer, kara sevda çiçeği...
Sevda çiçeği mi ?
Alçinin gözlerinin önüne Çağatay bey geldiğinde hızla gözlerini açtı.
Zihninin oynadığı bir oyun olmalıydı bu. Kesin öyleydi.
Üzerindeki örtüyü kenara çekip ayağa kalktı Alçin. Yataklarında uyuyan Yakut Hatun ve Ayperiye baktıktan sonra kızıla yakın kahve saçlarını örmeye başladı. Ardından üzerine pelerinini giydi ve başına börkünü taktı.Uyuyamayacağını anlamıştı ve biraz hava almak istemişti. Belki temiz hava uykusunu getirirdi.
Kara sevda çiçeği... Ve aklından hiç çıkmayan Çağatay beyin çehresi.
Ah hâlâ saçmalıyorum.
Alçin bu düşüncelerle obada nereye yürüdüğünü bilmeden yürüdü. Bir kaç nöbetçi alp'in yanından geçtikten sonra obanın dışına doğru olan küçük gölün yanında buldu kendini. Ay tüm ihtişamı ile suya yansımıştı. Gölün kenarındaki kayalıklardan birine oturdu. Yerden eline küçük taşlardan bir kaç tane almıştı. Göldeki ay yansımasını seyrederken sesli bir şekilde düşünmeye başladı. Bunu yaptığının farkında bile değildi. O yalnızca gecenin bu geç vaktinde yalnız başına göle gelmiş ve içini döküyordu. Sanırım oldukça dolmuştu.
"Ah ay.. ne güzel yansımışsın göle.."
O sırada gözleri sudaki kendi yansımasına kaydı.
"Bakma benim kederli, deli divane halime.. Yüreğimi artık bende tanımaz oldum."
Elindeki bir taşı suya attı. Taş suda dalgalanmalar oluştururken suyun yeniden durgun hale gelmesini bekledi.
"Nedir bu sanki cenk eder gibi oluşu ? Nedir bu hâl ki uyku girmez oldu gözlerime ?"
Alçin Hatun, tam bir şeyler daha söyleyecekti ki arkasından çatırtı sesi duyuldu. Biri vardı onu dinleyen. Anında arkasını dönüp elindeki taşı kaldırmıştı ki karşısında Çağatay beyi görmesiyle nefesini tuttu.
Onu duymuş muydu ? Ne zamandan beri oradaydı ? Yeni gelmiş olmasını diledi ve tuttuğu nefesini yavaşça verdi.
"Seni korkuttum mu Alçin Hatun?"
Çağatay bey, karanlıkta seçebildiği kadarıyla ciddi yüz ifadesi ve ses tonu ile ona bu soruyu sormuştu. Sanki biraz da kızgın gibiydi. Alçin Hatun, yüreği kıpır kıpır iken gözlerini kaçırıp cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alçin | Rüzgarı Kendine Yoldaş Eden Kız
Fiction HistoriqueCesur yüreklerin hikayesi... . Cenk, yalnızca ok ile kılıç ile değildi. En büyük cenk yürekleydi. Kim ki yüreğini sağlam tuttu işte asıl cengi o kazandı. 🏹 "Attığın ok kadar yol alacaksın Alçin. Kanatlarını açtığın kadar uçacaksın. Uçtukça yara ala...