Bölüm 11

798 55 70
                                    

Bölüm başında Changbin ve Felix'in küçüklüklerinden kısa anlara yer verdim. Aralarındaki ilişkiyi daha iyi anlamanız için.
İyi okumalar ♡

***

Changbin ve Felix|7 yaşındalar...

Önüne düşen siyah saçlarını dağıtmak sinirle üfledi fakat uzamış parçalar hemen eski yerini almıştı. Bu sefer daha sert bir nefes verdi ama sonuç değişmemişti. Abisi saçlarını kestirelim dediğinde onu dinlemesi gerektiğini öğrenmişti böylelikle.

Aslında küçüğün siniri uzamış kaküllerine değildi o an, iki metre uzağındaki kendisini inatla görmezden gelen çocuğa karşı kullandığı bahanesiydi. Kendisi gibi uzamış siyah saçlarını özenle tutturduğu renkli tokalarıyla bir diğer çocukluk arkadaşlarıyla ile oynuyordu. Hyunjin'i seviyordu ama ikisi arasında üçüncü arkadaş olmaktan nefret ediyordu.

"Abimle alışverişe gideceğiz yarın yine gelirim." diyerek iki arkadaşına göre daha uzun beden ayağa kalktı.

Oyun parkının kumunu krem rengi şortundan silkeleyip oyun boyunca karşıdan kendilerini izlemekle yetinen çocuğa dönerek el salladı.

"Görüşürüz Changbin!"

Kısa boylu isteksizce karşılık verdikten sonra eski haline geri dönmüştü. Yoldan bulduğu dal parçasıyla toprakta anlamsız şekiller çizerken üzerine düşen gölgenin sahibine bakmadı.

"Niye bizimle oynamıyorsun? Hyunjin de üzülüyor sen böyle yaptığın için."

Geçen gün düşen iki dişi yüzünden peltekti kelimeleri. Başkası olsa buna gülebilirdi ama bu durum Felix'e ayrı bir tatlılık vermişti Changbin'e göre.

"Oyununuzu bozmak istemedim." diye mırıldandı ama yüzünü hala yerdeki kumdan çekmemişti. Garip bir şekilde Felix'e baktığında küs kalamıyordu.

"Hem Hyunjin ile oynamayı benle oynamaktan daha çok seviyorsun."

Felix kendisini kıskanan çocuğa gülüp yanına oturdu. Kollarını kendisinden daha uzun bedene sardı. Changbin kaçmaya çalışsa da Felix'in sıkı tutuşundan kurtulamadı ya da bunun için çok çabalamamıştı.

"Seninle oynamayı seviyorum ama top oynamayı sevmiyorum." diye sitem etti Felix.

İnanmasına istercesine diz kapaklarında ve kollarındaki kabuk tutmuş yaraları göstererek;

"Canım acıyor oyundan sonra." demişti üzgün bir ifadeyle.

Changbin bu ses tonuna daha fazla dayanamazken yerdeki bakışlarını arkadaşına çevirdi. Tüm gün güneş altında kaldığını belli eden beyaz yanakları hafifçe kızarmış onların da üstüne de çamur lekesi bulaşmıştı. Her zamanki Felix'di işte.

"Ama bende kumda oynamayı sevmiyorum. Evcilik oynayınca da sürekli beni anne yapıyorsun herkes dalga geçiyor sonra."

Küçük çocuklar o yaşlarda bazen acımasız olabiliyordu. Felix'de zaman zaman bundan nasibini alıyordu. Özellikle mahalledeki çocuklarla futbol maçı yaptıkları günlerde. Fakat Felix onlara sadece gülüp geçerdi. Onun da yetenekli olduğu birçok şey vardı kimsenin onayını almasına ihtiyacı yoktu.

"O zaman seni de baba yaparız ama ne olur futbol oynamak için çağırma beni. Youngjae topa çok sert vuruyor." diyerek açık kahve kaşlarını çatmıştı.

Changbin pes etmiş bir şekilde başını aşağı yukarı salladı. Arkadaşından defalarca Felix'e sert davranmaması için konuşmuştu ama çocuk asla uslanmıyordu. Changbin'in en sonunda o çok sevdiği topunu patlamasına az kalmıştı.

High School| changlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin