Final

953 45 100
                                        

8 yıl sonra...

"Saçımı bırak!"

"Sen de kafamı ısırmayı bırak!"

"Önce sen."

"Niye güveneyim sana?"

"Asıl ben sana niye güveneyim!?"

Kavga etmekten yorgun düşmüş bedenlerin arasına sınıf başkanı girdiğinde birbirlerine son birer bakış atıp uzaklaştılar. İkisi de acıyla yüzünü buruştururken bir diğerinin bunu görmesini istemiyorlardı.

"Siz daha yeni uyarı almadınız mı? Amacınız okuldan atılmaksa devam edin!"

Sinirli bir soluk bıraktı genç kız. Hocalarının derste çözmeleri için verdiği testleri dağıtmak için girdiği sınıfında yine kavga eksik değildi.

"Yerinize geçin hadi. Hoca görmesin sizi böyle." dedi, dayanamamıştı.

Ortalarında durduğu iki beden tekrar birbirlerinin üzerine atlayacak gibi dursa da bunu yapmayacaklarını biliyordu. Muhtemelen dersin kime olduğunu hatırladıklarında çoktan pişman olmuşlardı bile.

"Günaydın!"

Neşeli bir ses elindeki kahvesiyle sınıfa giriş yaptığında başta öğretmenler masasının önündeki üçlü olmak üzere tüm sınıf bir anda telaşa kapılmıştı. Ayaktakiler aceleyle yerlerine geçmiş, diğerleri hızla matematik soru bankalarını sıranın altına koyarken uyuyanları ise sıra arkadaşları uyandırmaya çalışıyordu.

"Günaydın hocam!"

Orta sırada oturan bir kızın aklına hocasına cevap vermek gelirken diğerleri de hızla ona katılmıştı. Ayaktaki hocaları gülümseyerek öğrencilerine teşekkür ettikten sonra yakınlarda siyaha boyattığı saçlarını parmaklarıyla düzeltip bakışlarını sıraların üzerinde gezdirdi.

"Heesung kaldır başını ders başladı. Biz senin oyun saatlerini azaltmadık mı en son?"

"Hyein makyajı teneffüste yapıyoruz canım sınıfta değil."

"Jungwon, Sunghoon, Heung! Kaldırın o telefonları görüyorum."

"Minji dersimde matematik çözmeyeceksiniz denemedim mi?"

Son adımını da attığında sınıftaki günlük kontrolünü de bitirmişti. Öğrencileri kısa bir itirazda bulunsa da hepsi çoktan hocalarının dediklerini yapmışlardı. En arka sırada durduğunda ise göğsünde birleştirdiği elleriyle hemen iki yanında kalan öğrencilerine bir bakış attı. İkili üstlerindeki şüpheli bakışlardan habersiz sinirle ellerindeki telefonun klavyesiyle kavga ediyorlardı. Ve bu dönemlerden oldukça geçen genç öğretmen için birbirleriyle aynı zamanda ne konuştuklarını tahmin etmek zor değildi.

"Harin ve  Doyun çıkışta eser okumasına kalıyorsunuz. Geç kalırsanız eğer yarın da gelirsiniz." diyerek arkasından edilen itirazları umursamadan öğretmenler masasına geçti.

"Hocam çıkışta antrenman var!" Harin şoke olmuş bir şekilde hocasına bakarken Doyun'un ona göre daha kısık sesi duyuldu. "Hocam özel dersim var ekemem."

Hocaları kendilerine bakmadan öndeki öğrencilerden son derste nerede kaldıklarını öğrenirken ikili hala nasıl yakalandıklarını anlamaya çalışırcasına birbirine baktı. Harin'nin her zaman yaptığı sıkı topuzundan saçları omzuna dağılırken, Doyun'un hemen elmacık kemiğinin üstündeki diş izleri sorunun kaynağıydı. Genç kız moraracağına emin olduğu yara izini fark ettiğinde sessizce yutkundu. Bu sefer gerçekten abartmıştı. Üzerindeki bakışı hissen Doyun ise hafifçe kaşlarını çatıp kafasıyla hocalarını göstermişti. Bu daha çok aralarında önüne bak demekti.

High School| changlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin