Bölüm 17

851 61 124
                                    

Tenine vuran sıcaklık uykuda olan çocuğu rahatsız ettiğinde yavaşça yerinde kıpırdandı. Kapalı göz kapakları odaya dolan ışığı hissetse de tüm vücudunu saran sıcaklığın ondan geldiğini sanmıyordu.

Güneşten kurtulmak için kafasını yastığa gömdüğünde beklediği yumuşaklığı bulamamıştı. Ve en son hatırladığı kadarıyla kullandığı parfümü böyle kokmuyordu. Bu ayrıntı az önce inatla açılmak istemeyen gözlerini hızla araladığında birkaç saniye nerede olduğunu hatırlamaya çalıştı sarışın.

Küçüklüğünden beri defalarca girip çıktığı odadaki siyah koltukta olduğunu fark etmesiyle üstündeki ağırlığı yeni hissediyordu. Gözleri önce üstüne atılan ayağa takılırken bakışları belinin üstündeki kendisini sıkıca saran kolla turunu tamamlamıştı.

"Siktir!"

Sarı saçlının durumlarına tepkisi tam olarak bu olmuştu. Uyanmasına neden olan şey ise Changbin'in sıcak nefesinin boynuna verdiği düzenli nefes alış verişleriydi.

Yaşadığı şoku birkaç saniyelik arka plana atıp Changbin'in kolunu kontrol etmişti. Koltuğa yaslı bir şekilde olduğunu görünce derin bir nefes verdi. Rahatlama hissinin gidişiyle gerçekliğe dönen Felix bu hale nasıl geldiklerini hatırlamaya çalıştı.

Koltuğun birbirine en uzak iki köşesinde otururken bir yandan ekranda oynayan basketbol maçını izleyerek Felix'in hazırladığı yemeği yiyorlardı. Sarı saçlı bir iki sefer konuşmaya çalışsa da Changbin'den hiç cevap alamamış o da bir yerden sonra pes etmek zorunda kalmıştı. En son hatırladığı ise bir önceki geceden uykusuz olan bedeni daha fazla dayanamayarak gözlerini uykuya teslim etmişti.

Changbin'in bu süreç boyunca ne yaptığını sorgulayamadan arkasındaki bedenin hareketlendiğini hissetti. Gözlerini hızla kaparken uyku halini almıştı. Geçen hafta şu halde uyansalar muhtemelen dalga geçecek bir şey bulabilirdi ama duygularını fark ettikten sonra oldukça zordu. Göz göze geldikleri ilk anda utanacağından emindi. Saatlerce maraton koşmuş gibi atan kalbinden bahsetmiyordu bile.

"Siktir! Ne bu hal!"

Uykulu ses yeni fark ettiği durumlarına tepki verirken Felix sıkıca yummuş gözleriyle Changbin'in kendisinden uzaklaşmasını bekledi. Üstündeki beden hızla toparlanıp ayağa kalktığında Felix'de ne zamandır tuttuğunu bilmediği nefesini verdi. Açıkçası şu an Changbin'in yüz ifadesini merak ediyordu.

Sarışının merakına karşılık Changbin uyuyor sandığı çocuğu izliyordu. Sıkıntılı bir nefes verip uykudan şişmiş gözlerini ovuşturarak kendine gelmeyi bekledi. Maçı izlerken ilaçların etkisiyle uyuya kalmasında bir sorun yoktu ama Felix ile bu duruma nasıl geldiklerini o da anlayamamıştı.

Daha fazla düşünmeye izin vermeden hala uyumaya devam eden bedeni dürttü.

"Felix uyan."

Usta bir oyunculukla uykudan yeni uyanıyormuş gibi gözlerini aralayıp kollarını açarak Changbin'e döndü Felix. Yüz ifadesinden ne hissettiğini anlamaya çalışsa da pek bir şey okuyamadı.

"Günaydın." dedi gülümseyerek.

Changbin oldukça mutlu uyanan çocuğa ters bir bakış atıp yüzünü yıkamak için banyoya doğru ilerledi. Hemen arkasından onu takip eden adım sesleriyle sıkıntılı bir nefes verdi. Bugün birileri Changbin'ini fazlasıyla sınıyordu.

"Yatağın sol tarafından mı kalktın ne bu huysuzluk?" diye mırıldandı Felix.

"Sana ne Felix." diyerek sorusunu cevaplamış gibiydi.

Dolaptan diş macununu çıkarırken sarışının banyonun girişine başını yaslayıp kendisine dönmesini izledi. Uyandığından beri gülümseyen yüzü rahatsız ediyordu.

High School| changlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin