Sarışın, tatlı uykusundan sakin ve huzurla ayrıldığını söylemek isterdi fakat hemen arkasında var olan bedenle bu pek mümkün değil gibi duruyordu. Yüzünün ulaşabildiği her noktaya bıraktığı öpücüklerden kaçmak için daha çok yastığa gömülmüştü.
"Uykum var Changbin." diye mırıldandı uyku sersemi ama siyah saçlının sevgilisinin bırakmaya hiç niyetli değildi.
"Hayır yok." diyerek kollarını ince bele sarıp sıkıca sardı.
Felix, konuşan çocuğu takmadan geri uykusuna dönerken arkasındaki beden hafifçe üstünde yükselmiş ve çok geçmeden dudaklarını pijamasının üstünde hissetmişti. Elleri ve dudakları aynı anda karnının üzerinde harekete geçtiğinde ise beklenmedik hamleyle sarışın kahkahasını tutamadı.
"Tamam dur, uyandım!" diye bağırdı gülüşleri arasında fakat üstündeki ellerin sahibi kendisini gıdıklamaya devam ediyordu.
"Changbin!"
Oda sarışının tiz sesiyle yankılanırken ona siyah saçlının da gülüşleri eklendi. Ellerini bedeninden uzaklaştırmaya çalışan sevgilisiyle biraz daha uğraşmış, en sonunda ayıldığına ikna olduğunda işkencesini bitirmişti.
"Günaydın prenses." dedi Changbin, kızarmış yanaklara iki sulu öpücük bırakırken gülümsüyordu. Onun bu geniş sırıtışına göz devirdi Felix.
"Günaydın aptal sevgilim."
Aldığı karşılığın hoşuna gitmediğini belirtircesine yüzünü buruşturarak kafasını çevirdi. Biraz sonra sağ yanağının üzerine konumlanan yumuşak dudaklarla attığı yalancı tribe son vererek geri sevgilisine döndü. Felix gülerek kendisine bakarken beline yerleştirdiği elleriyle sarışını kucağına çekti.
"Ee" diye mırıldandı Felix. "Uyandırdın bizi erkenden umarım bir planın vardır."
Changbin düşünür gibi yaptı. Felix onun bu ciddi halini merakla izlerken bir anda burnunun üzerinde hissettiği dişlerle ne olduğunu anlayamamıştı.
"Kahvaltı niyetine seni yemeyi planlıyorum."
Siyah saçlı, tekrar üzerine uzandığında Felix ondan önce davranarak yakınındaki dudaklara kısa ama derin bir öpücük bırakıp geri çekildi.
"On dakikaya abimin evde olacağını düşünürsek bu planını gerçekleştirmek pek mümkün durmuyor."
Büyük olanın varlığını hatırlayan Changbin hafifçe yutkunarak başını salladı. Geldiği gibi pencereden geri kaçmak için hala vakti vardı sanki. Onun aklından geçenleri gördüğü yüz ifadesiyle rahatlıkla tahmin eden Felix, sevgilisinin bu haline küçük bir kahkaha atmıştı.
"Abimden korkuyor olman sence de biraz abartı değil mi bebeğim?" demişti eğlenen bir tavırla.
Changbin kucağındaki çocuğa göz devirerek "Abinden değil güzelim, abilerinden. 7 kişiye karşı tek olduğumu biliyorsun değil mi? Ve içlerinden birisi benim abim!" isyanını dile getirdi.
Changbin'i daha fazla kızdırmamak için gülüşünü ısırdığı yanaklarına sakladı. Ne yazık ki haklıydı siyah saçlı. Küçüklüklerinde bile Felix kafasını bir yerlere vurup ağladığında kendisine dikkat etmediği için Changbin azarlanırdı. Tüm çocukluk travmalarında kendisinin yattığından oldukça emindi sarışın.
"Ben korurum seni üzülme." dedi avuçlarına yasladığı asık suratı bir sağa bir sola çevirirken.
Böyle konularda sarışın en son güvenilecek kişi olsa da Changbin yanaklarındaki ellerin avuç içlerine birer öpücük bırakarak onayladı sevgilisini. Ardından hiç istemese de Felix'den uzaklaşıp koltuğun üzerindeki kıyafetlerine yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
High School| changlix
ФанфикChangbin ve Felix; onlar birbirinden ölesiye nefret eden çocukluk arkadaşıydılar. Yan çiftler: Hyunho, Chanmin, Woojun (Wooyoung ve Yeonjun)