çarpıp
çıktığın
ve hiçbir zaman
sana açılmadığını bizzat bildiğin
o evin kapısına
ıslak, uyumsuz ve
küçücük bir sokak kedisi gibi
çamurlu ayakların ve dopdolu zihninle
bir gece yarısı yine geri döndün.
ben o kapının önünde hep
senin adımlarını dinleyebilmek için
gece yarılarına dek
uyumadan, o kırık dökük masanın altında
seni bekledim.
tüm bunları
hep biliyordun
değil mi yalancı?----
vazgeçtiğine
geri dönmek
terk ettiğin yüreğe
davet edilmediğini bilerek.ama en acısı, ıslak kelebek
kendi içinde yaşadığın
aşkın acısıyla
onu bir yabancı gibi
seyretmek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALANCI
Novela JuvenilBir varmış, bir yokmuş... Bir ayçiçeği tarlası varmış. Tam tepesinde tüm ihtişamıyla Ay, gökyüzüne birer çiçek gibi serpiştirilmiş pasparlak yıldızlar ve sabah olduğunda ufkundan doğup tüm ışığıyla ayçiçeği tarlasını besleyen Güneş. Tarlanın ortasın...