07.07 .2022 Kitabın yeni kapağı.
Telefon durmaksızın çalıyor, bomboş evin içerisinde yankılanıyordu. Gözlerimi açtığımda kıyafetlerimle küvetin içerisinde yattığımı fark etmiştim. Elimde çoğu yere düşmüş ilaçlarla öylece duruyordum. Hastanede Kürşat'ın bana ihtiyacı varken ben ölmeyi dilemiştim. Onu bırakıp gitmeyi dilemiştim.
Çalan zil kendime gelmeme neden olurken yavaşça küvetten çıkarak elimdeki hapları çöpe atmıştım. Bu kadar bencilce davrandığım için kendimi oldukça kötü hissediyordum. Kürşat ne pahasına olursa olsun bana inanmış, beni korumuştu. Bir an olsun beni bırakmamıştı. Her zaman çok düşünceli olmuştu. Ben ise gireceği o zor ameliyatta onu bırakıp ölmeyi istemiş, çok bencilce davranmıştım.Defalarca çalan zille hızla kapıya yönelmiş ve kapıyı açmıştım. Karşımda endişeyle bekleyen Güneş dikiliyordu. Bir eli telefonda sanırım biriyle konuşuyordu.
"Anıl, Efnan'ı buldum merak etmeyin"
Güneş telefonu kapayıp boynuma atlayıp sıkıca sarılmıştı bana.
"Kendine bir şey yaptın sandık, bizi çok korkuttun."
Sessizce Güneş'e bakarak derin bir nefes almıştım.
"Sen de biliyordun değil mi?"
Güneş şaşkınca gözlerime bakarken kapıyı kapatmıştım."Kürşat'ın riskli bir ameliyat olması gerekebilirmiş, biliyordun değil mi?"
Güneş bir süre sessiz kalırken yavaşça koltuğa oturmuştu.
"Evet, Anıl ilk bana söyledi. Sana söylememesini ben istedim."
Ellerimi saçlarıma geçirirken derin bir nefes almıştım.
"Ben bunu neden Resul'den duydum? Üstelik telefonda her şeyi Eren'e anlatırken."
Güneş derin bir nefes alarak bana bakmıştı.
"Söyleyemedim, korktum çünkü. Günlerdir ne yiyor ne içiyorsun, bunu öğrendiğinde kendine bir şey yapmandan korktum."
Titrek bir nefes alırken hafifçe başımı salladım. Söyleyecek bir şeyim kalmamıştı çünkü saatler önce ölmeyi dilemişken Güneş'e kızmak haksızlık olurdu, o tamamen beni düşünmüştü.
"Tuğba teyzeler nerde?"
Güneş'in sorduğu soruyla dudaklarımı birbirine bastırıp yavaşça koltuğa oturmuş, bakışlarımı dağınık olan masaya çevirmiştim.
"Günlerdir evde yokum, aramadılar ve merak etmediler. Eve geldiğimde bir not buldum, şehir dışındalar"
Güneş söylediklerimle şaşkınca yüzüme bakmıştı.
"Gerçekten mi?"
Başımı hafifçe sallamakla yetinmiştim.
"Bunun bir önemi yok, bu saatten sonra istesem de bir aile olamayız."
Güneş elini omuzuma koyup gözlerime bakmış ve içtenlikle gülümsemişti.
"Üzülme artık yalnız değilsin. Anıl var, ben varım Kürşat var."
Omuzumdaki elini indirip elimi tutmuştu sıkıca.
"Bugün Kürşat ameliyata girecek. Sana her şeyi söylemeye gelmiştim ama sen çoktan öğrenmiştin."
Başımı hafifçe sallamış, yüzüme buruk bir gülümseme koyarak ayağa kalkmıştım.
"Duş alayım, hazırlanır gideriz olur mu?"
Güneş gülümseyerek başını sallamış ben de hiç vakit kaybetmeden ölmeyi istediğim o banyoya, kendi mezarlığıma geri dönmüştüm.
Aldığım duş bedenimin rahatlamasına ve huzura ermeme neden olmuştu. Kalbim bu sefer umut içerisindeydi. Kürşat kurtulacaktı ve biz her şeye en baştan başlayacaktık. Onu her zaman mutlu edecek, annesinin ve babasının açtığı yaraları ben saracaktım. Beni bırakmayacağına, elimi hep tutacağına inanmak istiyordum çünkü o beni hiçbir zaman bırakmamıştı, bana destek olmuştu.
Üzerimi giyinmiş ve aşağıda beni bekleyen Güneş'in yanına inmiştim. Aşağıda karşılaştığım manzara görmeye alışık olmadığım bir manzaraydı. Güneş tüm evi temizlemiş, düzenlemişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/289506888-288-k965657.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇOBAN YILDIZI
Roman pour Adolescents"Neden bana Çoban Yıldızı diyorsun?" Kürşat'ın yüzündeki tebessüm büyürken elimdeki çiçekleri alıp gözlerime bakmıştı. "Çünkü Çoban Yıldızı'nın diğer adı Venüs'tür. Venüs, güneş yönünde ters dönen tek gezegendir, farklıdır tıpkı senin gibi."