Kürşat'ın Anlatımıyla
"Bana ne gördüğünü anlat Kürşat, en ince ayrıntısına kadar anlat. Her ayrıntı çok önemli."
Kuruyan dudaklarımı yalarken ölüm sessizliğimi bozmak adına aralamıştım dudaklarımı.
"Ben Efnan'ın yanına gidiyordum. İçeride Güneş vardı ve Ege onu rahatsız ediyordu ama ne yaptığını görmedim. Sadece tek gördüğüm şey Efnan'ın Güneş'in hayatını kurtardığı."
Bir süre duraksayıp o anı hatırlamaya ve zihnimde canlandırmaya çalıştım.
"Sonrasında Efnan vazoyla Ege'ye vurdu. Ege ölmedi fakat ikisi de öldüğünü sanarak panikledi, kaçıp gittiler. Ben ise öylece kalakaldım. Onlar kütüphaneden çıktığında Ege'nin yaşayıp yaşamadığını kontrol etmek istedim fakat içeriye birisi girdi. Her saniyeyi telefonuyla kaydediyordu. Elinde bıçakla Ege'nin yanına ilerleyip ona "iyi misin?" Diyerek seslendi."
Abim beni dikkatle dinlerken elimle yüzümü sıvazlamıştım. Sanki kurtuluş kapısı benmişim gibi fakat hiçbir şey yapamıyormuş gibi hissediyordum.
"Ege'yi o bıçakladı abi. Kim olduğunu bilmiyorum sadece onu gördüm. Tekrar görsem tanırım ama sana tek diyeceğim Efnan'da Güneş'te masum."
Gözlerim abimin siyah gözlerinde geziniyordu. O ise karşısında kardeşi değil de sorguladığı herhangi biriymişim gibi bakıyordu gözlerime.
"Anlatacakların bu kadar mı? Ege'yi öldüren çocuğun dış görünüşünden bahset bana."
Abimin söylediği şeyle başımı sallarken mırıldandım.
"Bana hatırlamam için biraz zaman ver."
Abim sessizce beni izlemiş ardından elini pantolonunun cebine atarak siyah kapaklı küçük bir not defteri ve mavi bir tükenmez kalem çıkartmıştı. Ben ise sessizce olanları aklımda yokluyor, çocuğun her ayrıntısını hatırlamaya çalışıyordum. En sonunda aramızdaki sessizliği bozmak için boğazımı temizleyip oturduğum ve pekte rahat olmayan sandalyede dikleşerek ellerimi masadan çekip söze girdim.
"Siyah kısa saçları vardı, pek uzun boylu değildi ve hatırladığım kadarıyla buğday tenli birisiydi. Gözleri karanlıkta bile parlayacak kadar yeşildi. Kolunda anlam veremediğim bir dövmesi vardı fakat uzaktan pek göremedim."
Abim söylediklerimi dinlerken bir yandan da o küçük not defterine tek tek not alıyordu.
"Tek gördüğüm ve söyleyebileceğim şey bunlar."
Abim yazmayı bitirdiğinde başını kaldırıp benimle göz teması kurmuştu.
"Neden ona engel olmayıp sadece seyrettin?
Sorduğu soru yutkunmama neden olmuştu. İşini yaptığını biliyordum fakat bu soruyu bana sorması kendimi suçluymuş gibi hissetmeme neden olmuştu ve evet belki de onu durdurmayıp sadece seyrettiğim için suçluydum, belki de her şey ben durduramadığım için bu hale gelmişti.
"Ben bilmiyorum, sanki ayaklarım yere çivilenmiş gibiydi. Ne konuşabildim, nede hareket edebildim, düşünemedim. Sadece izleyebildim, istesem de bir şey yapamadım."
Abim derin bir nefes alırken kısaca beni izlemiş ardından ayağa kalkmıştı.
"Tamam, çıkabilirsin."
Aklıma gelen şeyle hızla ayağa kalkıp abime doğru birkaç adım attım.
"Efnan'ı görebilir miyim, lütfen?"
![](https://img.wattpad.com/cover/289506888-288-k965657.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇOBAN YILDIZI
Fiksi Remaja"Neden bana Çoban Yıldızı diyorsun?" Kürşat'ın yüzündeki tebessüm büyürken elimdeki çiçekleri alıp gözlerime bakmıştı. "Çünkü Çoban Yıldızı'nın diğer adı Venüs'tür. Venüs, güneş yönünde ters dönen tek gezegendir, farklıdır tıpkı senin gibi."