7. Bölüm

4.2K 138 12
                                    

Hemen yanına çöktüm,
"Eda!" Dedim bağırarak gözümden yaşlar hızla akıyordu. Elimi yanağına koyup kafasını benim olduğum tarafa çevirdim. Çok az gözünü açtı,
"Eda, nolur gözünü kapatma" dedim ağlayarak hemen kalktım ve serpil ablanın odasına koştum.

Odaya baktığımda kimse yoktu, hatta eşyalar bile yoktu, gitmişti. Geri Eda'nın yanına gidip çöktüm. Telefonumu çıkardım ve Azeri aradım.
Azer telefonu açınca konuşmasına izin vermeden sözünü kesip hızla,
"Azer, Eda bıçaklandı" dedim ağlayarak. Azer,
"Geliyorum. Sakin ol" dedi ve kapattı.

Eda zorlukla konuşarak,
"Asel nolur bırak, öleyim." Dedi gözünden yere doğru bir yaş aktı. Gözünden akan yaşları sildim,
"Şş, sakın. Sen daha çok küçüksün bunun için Eda" dedim. Eda yavaş yavaş gözlerini kapatmaya başladı.

"Eda bana bak"
"Eda yalvarırım sana kapatma gözlerini" dedim şiddetle ağlayarak. Eda'nın elimi sıkan eli hafifledi, hafif hafif yanağına vurdum.
"Eda, uyuma lütfen" dedim, kapı çalınca hemen kapıyı açtım.

Azat hemen içeri girdi ve Eda'yı kucağına aldı. Ve koşar adımlarla arabaya gitti. Ben hâlâ yerde oturmuş ağlıyordum, Azer yanıma gelip ellerini yanaklarıma koydu.
"Asel bana bak." Gözlerimi ona çevirdim.
"Ağlamanın sırası değil. Hastaneye yetiştirmemiz gerekir." Dedi. Başımı onaylar bir şekilde sallayıp ayağa kalktım ve arabaya gittik.

Azer,
"Nasıl oldu?" Dedi. Ağlayarak cevap verdim,
"Bilmiyorum. Senle konuştuktan sonra içeri gittim. Bir baktım yerde yatıyo" dedim
"Kendi mi yaptı?" Dedi bana bakarak,
"Evet." Dedim ve sonunda hastaneye gelmiştik.

Azat Eda'yı kucağında arabadan indirdi.
"Doktor!" Diye bağırdı ve 3 tane doktor koşarak geldi ve sedyede getirdiler. Yavaşça sedyeye koyup hızla ameliyathaneye götürdüler.

Ameliyathanenin önünde durdum. Duvara yaslanıp beklemeye başladım. Kendimi iyi olacak diye avutmaya çalışsam da dayanamadım ve yeniden sessizce ağlamaya başladım. Azer yanıma gelip ağladığımı görünce hızla kendine çekti ve sarıldı.

Ellerimi boynuna dolayıp başımı boynuna gömdüm. Azer de ellerini belime yerleştirdi ve küçük küçük okşamaya başladı. Aynı zamanda kulağıma fısıldıyordu,
"İyi olacak.
İyi olacak.
İyi olacak." Dedi yavaş yavaş,

Doktor ameliyathaneden çıktı hemen yanına gittim.
"İyi mi?" Dedim titreyen sesimle
"İyi. Neyse ki bıçak çok derine inmemiş. O yüzden normalden biraz daha kolay oldu. Birazdan normal odaya alınacak. Yanına girebilirsiniz." Dedi. Gülümsedim,
"Teşekkür ederiz" dedim ve doktor kafa sallayıp gitti.

Azer'e döndüm.
"Sizin konağa götürsek sıkıntı olur mu?" Dedim.
"Bizim konağa götürsek sıkıntı olmaz."  Dedi 'Bizim' kısmını bastırarak söyleyerek, gülümsedim samimice.

Hemşireler ameliyathaneden sedyeyle çıkardılar Eda'yı ve odaya götürdüler. Biz de arkasından onları takip edip odaya geçtik. Hemşire serumu taktı ve geçmiş olsun diyip çıktı.

Azer ve Azat kafeye birşeyler almak için inmişlerdi. Ben de Eda'nın başında duruyordum. Telefonumu açıp saate baktım. Öğlen 2:30'u gösteriyordu. Eda'nın sesini duyunca hemen bakışlarımı ona çevirdim.
"Asel" dedi yorgun sesiyle. Elini tuttum,
"Eda, iyi misin?" Dedim

"Evet." Dedi ve sonra bir anda gözleri doldu.
"Noldu?" Dedim şaşkınca
"Asel ben özür dilerim" dedi
"Neden?" Dedim anlamazca
"Seni çok korkuttum. Bir anlık sinirle-" konuşmasını bölen açılan kapı ve içeri giren Azer ile Azat oldu.

Eda hemen gözlerini silip burnunu çekti ve onlara baktı. Azer çok sert olmayan aynı zamanda çok da yumuşak olmayan bir tonla,
"Geçmiş olsun." dedi. Eda,
"Sağol ağam" dedi kısık bir sesle. Azat da geçmiş olsun dedi ve Eda yine aynı cevabı verdi.

Gül Güzelim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin