26. Bölüm

1.9K 84 16
                                    

Donakaldım, daha sonra Azer geldi ve notu elimden alıp okudu. Sinirle gözlerini devirdi,
"Azer ne demek bu?" Dedim, Azer birşey demeden konağa girdi. Bizde ardından girdik. Ardından salona geçtik.

Babaanne hızla ayağa kalktı,
"Bu bebek nerden çıktı?" Diye sordu telaşla, Azer,
"Sakin ol babaanne hayırdır ne bu telaş?" Dedi şüpheyle,
Babaanne,
"Bir telaşem yoktur. Elinde bebekle konağa girdiniz hayırdır gelin ne zaman doğurdu?" Dedi 'sözde espiri' yaparak

Daha fazla onları dinlemeden,
"Ben bebeği odaya götüreyim üşümüştür." Dedim ve salondan çıktım. Merdivenlerden çıkıp odama gittim, bebeği yatağa bırakırken yatağın üzerinde bir not daha olduğunu gördüm.

"O kadın yüzünden düşürdüğünü SANDIĞIN çocuğun karşında."

Bu o mu? Olamaz. O öldü, aldılar onu. Şimdi aylar sonra böyle karşıma çıkmış olması imkansız. Kim böyle birşey yapar ki? Eğer gerçekten oysa neden benden saklasınlar?

Kapı açıldı, o tarafa döndüm. Azer geldi elimdeki notu görünce yanıma geldi,
"O ne yine" kağıdı elimden alıp okumaya başladı.
"Ne diyo lan bu?" Diyerek çıkıştı,
"Azer doğru olamaz değil mi?" Dedim tereddütle, Azer cevap vermeden odadan çıktı.

Azer'in arkasından gitmeye yeltendiğim an bebek ağlamaya başladı. Bebeğe dönüp kucağıma aldım, yüzü o kadar tanıdık geliyordu ki daha dikkatli incelemeye başladım.
Azer'i andırıyor gibiydi. Ağzı, burnu, ama en çok da gözleri. Gece karasıydı bebeğin gözleri.

Gülümsedim. Bebek de birkaç saniye sonra gülümsedi, baş parmağımla bebeğin küçük çenesine çok yavaş bir şekilde dokundum.
"Neye gülüyorsun sen?" Dedim yüzümdeki gülümsemeyi silmeden. Daha fazla güldü, kucağımdan indirmeden odadan çıktım ve Ege'nin yani Azer'in yakın korumasının yanına gittim.

Hemen ellerini önünde bağladı,
"Buyur yenge" dedi,
"Bebek için bez, mama, biberon gibi şeyler alıp gelir misin?" Dedim rica ederek,
"Tabi yenge, hemen." Dedi ve gitti. Ben de geri odaya döndüm ve bebeği yatağa bırakıp biraz onunla oynamaya karar verdim.

Dakikalar sonra odanın kapısı çaldı, gir komutunu verdikten sonra Ege içeri girdi.
"İstediklerini aldım yenge, başka isteğin var mı?" Diye sordu.
"Yok sağol" dedim tebessümle, çıktı.
Bebeğin altını açtım ve temizleyip yeni bez koydum. Mama yapmak için bebeği de kucağıma alıp odadan çıktım. Merdivenlerden indim ve mutfağa girdim.

Meryem abla burdaydı. Bizi görünce gözleri bize döndü ve gülümsedi,
"Oy kuzum nasıl yakışmış kucağına bebek" dedi samimi bir şekilde. İçten bir şekilde gülümseyip
"Sağol Meryem abla. Ben bebeğe mama yapmak için geldim" dedim, elimdeki malzemeleri alıp
"Tamam ben yaparım sen zahmet etme" dedi,
"Ne zahmeti kuzum iki dakikamı almaz" dedi ve mamayı yapmaya başladı.

Sandalyeye oturdum, ve bebekle oynamaya başladım yeniden. Kısa bir süre sonra Meryem abla mamayı yaptı ve mamayı da alıp bebekle birlikte odaya çıktım.
Girdiğimde Azer'i yatakta uyurken gördüm.
Bugün erken uyandığı için rahatsız etmedim ve bebekle birlikte yatağa oturdum.

Mamayı bebeğe yedirmeye başladım güzelce,
Bir yanımda Azer uyuyordu, kucağımda ise bir bebek duruyordu. Hayallerimi yaşıyor gibiydim sanki, ama tek sorun bu bebeğin kimin olduğu ve benim bebeğim olabilme olasılığıydı.

Eğer benim bebeğimse bunu benden neden sakladılar? Annesi olarak yaşadığını bilmeye hakkım yok muydu?

Düşüncelerimi bölen Azer'in bana seslenişi oldu.
"Asel" gözlerimi Azer'in gözlerine çevirdim.
"Efendim?"
"Bir saatir sana sesleniyorum, noldu sana?" Diye sordu,
"O notlar kafama takıldı, Azer bu bebek bizim oğlumuzsa-" kapı çaldığı için cümlemi bitiremedim.

Azer gel dedikten sonra Azat kapıyı açtı, gözleri ilk bana daha sonra mamasını usulca yiyen bebeğe döndü. Yeniden Azer'e döndü gözleri,
"Gelsene bir" dedi, Azer kalktı ve odadan çıktı.
Yeniden gözlerimi bebeğe çevirdiğimde maması bitmiş ve uyumuş olduğunu gördüm.

Bir kaç saniye yüzünü inceledim,
"Çok güzelsin sen" dedim fısıldayarak, ardından yavaşça yatağa koydum. Hafif hafif kıpırdanmaya başlayınca,
Sırtını ovalayarak
"Piş, piş, piş, piş" diyerek uykuya yeniden dalmasını sağladım. Yanına da birkaç küçük yastık koyup yattığı yeri güvenli bir hâle getirdim.

Ben de yanına uzandım ve onu izlemeye başladım. Yavaş yavaş beni de uyku bastırmaya başlamıştı, uyumamak için dirensemde karşı koyamadım ve derin bir uykuya daldım.

                             💜🫀

Kapı açılma sesi ile uyandım ve Azer odaya girdi. İlk gözleri bana ve yanımda sakince yatan bebeğe baktı. Yeniden gözlerini benim gözlerime çiviledi.
"Uyuyor muydun?" Diye sordu, cevap vermeden başımı onaylar bir şekilde salladım.
"Birşey mi var Azat neden çağırmış?" Diye sordum,
"Yok, önemli birşey değil." Dedi, üstelemeden konuyu kapattım.

Yanıma gelip oturdu,
"Bebeğe isim koydun mu?"
"Hayır, ismi zaten yok mudur ki?" Dedim,
"İsmi olsa bile biz bilmiyoruz. Biz koyalım." Dedi,
"İyi, o zaman Bulut nasıl?" Diye sordum tatlı bir tebessümle, dudaklarının yanları kıvrıldı.
"Güzel, o zaman bundan sonra bu bebeğin adı Bulut" dedi, yüzümdeki gülümseme kafamdaki düşünce ile silindi.

"Azer,"
"Hı?"
"Bulut ya bizim bebeğimizse?" Diye sordum, sertçe yutkundu. Cevap vermeden gözlerini yeniden Bulut'a çevirdi.
"Belkide öyledir" dedim,
"Öyle olsa sevinir misin?" Diye sordu,
"Tabiki sevinirim. Ama öyle birşey olsa kim bunu benden, bizden saklasın ki?" Dedim merakla.
Bişey demedi. Sadece gözleri beni inceliyordu.

Kapı çaldı ve Meryem abla içeri girdi.
"Yemek hazır sizi bekliyorlar" dedi,
Azer,
"Tamam geliyoruz Meryem abla" dedi ve Meryem abla odadan çıktı.
Biz de arkasından odadan çıktık ve avluya inip masaya oturduk.
Mahir ağa da gelmişti.
Azer'le selamlaştı ve ardından benimle, yemeğimizi yerken Meryem abla gelip gidiyordu.

"Meryem abla" dedim gözlerini bana çevirdi,
"Ara sıra bebeği kontrol eder misin?" Dedim gülümseyerek,
"Ederim kuzum, merak etme." Dedi,
Yemeğimizi yedik ve avluda oturmaya devam ettik. Mahir ağa,
"Ee bu bebek mevzu nedir?" Diye sordu,
"Kapının önünde bulduk, kim bırakmış bilmiyorum" dedim, Azer'e döndü gözleri
"Araştırmadınız mı?" Dedi, Azer dudaklarını araladı konuşmak için fakat babaanne araya girdi.
"Neyse ne Mahir. Bebeği bulduk mu bulduk, aldık mı evimize aldık. Ee daha ne gerek yok daha fazla kurcalamaya." Dedi net bir tavırla,

Azer sinirle derin bir nefes aldı.
"Bebeğin babası anası kim bilmeyelim mi babaanne?" Dedi tek kaşını kaldırarak, sanki birşey ima etmeye çalışıyor gibiydi.
"Bilin oğlum bilin. Ama bebeğe bakmak isteselerdi bırakmazlardı zaten." Dedi, Azer alayla sırıttı.
"Belki bakacak olsalar bile bebeği anasından babasından saklamışlardır." Dedi, babaanne birşey demeden kalktı ve odasına gitti.

Saate baktı, ardından elimden tuttu ve kaldırdı.
"Size iyi geceler" dedi.
Bende,
"İyi geceler" dedim ve merdivenlerden çıkmaya başladık. Azer'e yaklaştım,
"Azer ne oldu birden?" Dedim,
"Bişey olmadı." Dedi ve odaya girdik.

Saate baktım, on ikiye geliyordu. Üstüme rahat birşeyler giydim ve yatağa uzandım. Saniyeler sonra Azer geldi ve o da uzandı. Ona yaklaşıp kafamı kalbinin tam ortasına koydum. Sabahki olayı hatırlayınca gülümsedim ve Azer'e döndüm.
"Bak kalbinin tam üzerinde yatıyorum. Ve kendimi çok güvende hissediyorum." Dedim, o da gülümseyip bana daha fazla sarıldı.

Gözlerimi güzel bir uyku için kapattım ve uykuya daldım.

Azer'in fısıltıları ile uyandım. Benim yanımda değil bebeğin yanında bebeği izliyordu. Oda hâlâ karanlıktı, yani hâlâ gece yarısıydı. Azer'e döndüm yeniden Azer benim uyandığımı fark etmemişti.
Bebeğe gülümsedi ve bebeğin boynuna yaklaştı, gözlerini kapattı ve derin bir soluk aldı, ardından sanki yıllardır görüşmeye baba oğul gibi,
"Babam" diyerek fısıldadı.
































HELLOOOO

Bölüm nasıldı??

Oy verirseniz sevinirim ⭐

Tiktok: sennvebenn_1

Sizi seviyorumm

Gül Güzelim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin