14-"En son ne zaman değerli hissettin?"

2.1K 206 28
                                    

Jungkook bugün evimin altını üstüne getirirken odama bakamadığı için, odama girdiğinde her yeri en ince ayrıntısına kadar incelemeye başlamıştı. Hem beni rahatsız etmemek için bir şeylere dokunmamaya çalışıyor ama aynı zamanda kendine hakim olamıyordu. Aptal, çok tatlı gözüküyordu.

"Beğendin mi?" Çizgi roman rafımda takılı kalmıştı gözleri.

"Çizgi roman okuduğunu bilmiyordum." Evet Jungkook, benim de hiç hobim yok ben sadece ders çalışıyorum zaten yatıp kalkıp. Neyse.

"Severim çok..." demiştim sadece. Jungkook odamdaydık ve dakikalardır gözlerini raftan alamıyordun. Rafımı kıskanmaya başlamıştım, her an kafana indirebilirdim.

Odaya gelirken elimde getirdiğim bir şişe viskiyi komidinin üstüne koymuştum. Sesle birlikte bana doğru dönmüş, "Vay, demek içiyoruz?" demişti. İçiyorduk tabii ki. Başka ne yapacaktık.

Aşağıdan bangır bangır müzik sesi geliyordu ancak bizi rahatsız etmiyordu. Birbirimizin sesini rahatça duyabiliyorduk. Jungkook sonunda rafımın önünden ayrılabilmişti ve yanıma gelmişti. Ay, bir an hep orada duracak sanmıştım.

Yatağıma oturmuş, iyice de yayılmıştım. Karşımı pat patlayarak "Otur." demiştim. Gülümseyerek, cevap vermeden hemen oturmuştu. Çok tatlıydı, gülüşü çok hoşuma gidiyordu.

"Yalnız böyle içmek eğlenceli olmaz..." dedi. "Bence oyun oynamalıyız."

Jungkook ile, kendi odamda, yatağımda, visk ile içki oyunu oynamak mı? Gerçekten çok iyi bir fikirdi. Nasıl aklına gelmişti Jungkook?

"Nasıl bir oyun?" diye sordum Jungkook'a.

"Bilmem, soru falan sorarız, yapan içer.. Öyle işte." Yerinde kıpırdanıp, içki şişesinin kapağını açmıştı. Ona cevap vermeden sadece başımla onaylamıştım. Aç karnına o kadar çok içkiyi karıştırmıştım ki umarım gecenin sonunda kusmazdım. Tanrım, eğer varsan beni bugün kusturma, lütfen.

"İlk soruyu ben soruyorum o zaman..." demişti. Sor bakalım, ne soracaksın, kesin yine o cin aklınla benim başıma dert açacaktın. Olsun Jungkook, artık keder, çile olsa dahi senin elinden olsun diyerek yaşıyordum, sor.

"Kendini en son ne zaman değerli hissettin?"

Güzel soruydu. Cevabının içinde o vardı, acaba cevap vermeyip içsem mi diye düşünmüştüm ama artık Jungkook'la ilişkimizin durağanlığından sıkılmıştım, durağanlığa bak, bir ölmediğimiz kalmıştı, neyse. O yüzden cevap vermiştim.

"Sıramda uyuyakaldığımda, ben uyanmayayım diye çok çaba harcadığını söyleyip Yoongi'ye kızmıştın, hatırlıyor musun?" hatırladığını gösterircesine kafasını sallamıştı. "O zaman çok değerli hissetmiştim."

Ben cevaplayınca Jungkook içmişti. "Eminim ki o günden sonra sana onlarca kez değerli hissettirmişimdir."

Evet, hissettirmiştin. Mesela bana ulaşamayıp sırf özür dilemek için kapıma geldiğinde, bana yürüyen, şuan adını hatırlayamadığım çocuğun yanında 'Taehyung'u tanısan ona yenildin dememen gerektiğini bilmen lazım.' dediğinde, bugün, neredeyse her gün çok değerli hissettirmiştin. Ama o aklımda çok önemli yer edinmişti, o yüzden onu söylemek istemiştim, Jungkook.

"Soruyorum." demiştim. Sor dercesine kafanı sallamıştın.

"Benimle derdin ne?"

paradise 𐤀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin