22-''Çok istekli olduğunu sanıyordum?''

1.9K 137 41
                                    

Jungkook, ben tatile çok hazırdım, ancak şöyle bir sorunumuz vardı. Seni artık Jimin'le barıştırmalıydım. Çünkü şey, Jimin'e birazcık söz vermiş olabilirdim ve bu küslük işi de canımı sıkmaya başlamıştı işte, evet.

O yüzden tatilden önce halletmem gereken işler vardı, yani zaten geziye de daha iki gün vardı ve ben bu işi direkt bugün halledebilirdim. Tamam, sadece ikimiz çok güzel eğlenebilirdik gezide, ama yanımızda iki yancımız olsa fena olmazdı bence. Karışma sen.

Çok basit bir planım vardı, zaten Yoongi ve abimi bugün buluşturacaktım bizim evde, Yoongi ve Jimin kordon bağları beraber kesilmiş gibi davrandıkları için beraber gelirlerdi. Ben de üstün ikna yeteneklerim ve bana olan olağanüstü aşkını kullanarak seni bizim eve getirecektim. Gerçekten çok kolay olacaktı, yani umarım.

Tuvalette, ikimizin kabinde, abimin de kabinin dışında olduğu o garip ortamdan kurtulmuş, okulun dışına çıkmıştık. Sen bana o kadar masum gözlerle bakıyordun ki, ne isteyeceğini gayet iyi biliyordum. Ve seni reddedince vereceğin tepkiyi de gayet iyi biliyordum, haklıydın, ancak her şeyin bir sırası vardı, üzgünüm, Jungkook.

"Şu okul işini de hallettiğimize ve abin de beni sevdiğine göre... Napsak, gezinsek mi biraz arabayla?" Evet, tam olarak beklediğim şeyi demiştin.

"Jungkook... Gelemem. Biliyorsun Yoongi gelecek, abimle uzun zamandır görüşemediler. Ama-"

"Taehyung, sana daha birkaç saat önce hiç görüşemediğimizi ve bu durumun beni üzdüğünü söyledim. Şimdi gelmiş Yoongi diyorsun, hoş bir şey mi bu sence?" Sözümü kesmiştin, ve tam olarak beklediğim gibi kızmıştın bana. Sözümü kesmesen akşam seni bize çağıracağımı söyleyecektim ancak beklemeyi sevmeyen malın tekiydin işte. Bir işi de zorlaştırmasan olmuyordu.

"Jungkook bak bir din-"

"Gerek yok Tae. Senin daha önemli işlerin vardır. Git onları hallet." Demiş, adımlarını hızlandırarak benden uzaklaşmıştın. Cebinden çıkardığın arabanın anahtarıyla arabayı açıp gitmen o kadar hızlı gerçekleşmişti ki arkandan sadece bakabilmiştim. Kıpırdayamamıştım bile.

Neyse, Jungkook. Senin de gönlünü alacaktık bir şekilde.

Okul zili çalmış, yavaş yavaş herkes okuldan çıkmaya başlamıştı. Tam beklediğim gibi Yoongi ve Jimin el ele hoplaya zıplaya çıkmıştı okuldan. Ben de Yoongi'nin yanına koşmuş, ensesinden yavru köpek misali tutmuştum, neye uğradığını şaşırmıştı tabii. Şaşırsın.

"Napıyorsun be!" Demişti.

"Sus İki konuştuk diye yumuşadığımı sanma, ben sana hala küsüm, sevgilini de alıyorsun bize geliyorsunuz. Lafımı ikiletme." Çok havalıydım, Jungkook görse gurur duyardı, tabi güzel arabasıyla tribe girip gitmeseydi duyardı işte.

Yoongi'nin ağzından "Tamam." lafını duyduğum gibi biraz öne ittirerek ensesini bırakmıştım. Jimin de kıs kıs gülüyordu, gül tabii, bu gece seni en yakın arkadaşınla barıştıracaktım.

Abim, bütün bu yaşananları bir köşeye geçmiş şaşkınca izliyordu. Onun varlığını unutmuştum bu yüzden de yaptığım tüm yabani şeyleri gördüğü gerçeğiyle yerimde donup kalmıştım.

Abim bana doğru sorgular bakışlarıyla ilerlemiş, "Size okulda bunları mı öğretiyorlar, Taehyung?" Demişti. Evet abi, bilmiyor muydun?

Hiçbir şey diyememiş, kırmızı yüzümle arabaya doğru ilerlemiştim. Yoongi ve Jimin işini halletmiştim, ancak Jungkook'u mükemmel ikna yeteneklerim ve bana olan aşkıyla kaldıramayacağım kesindi. Daha önemli kartları öne sürmeliydim.

paradise 𐤀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin