7-''Kendine daha iyi bir yalan bul, Kim Taehyung.''

2.5K 250 76
                                    

"Evet çocuklar, umarım anlamışsınızdır. Bu konuyu anlamanız çok önemli çünkü sonrasında türev, integral gibi konulara geçtiğimizde işimize çok yarayacak. Haftaya görüşürüz."

Haftanın sonuncu matematik dersinden çıktığımızda, cidden yorulmuştum. Ders çalışmayı seven biri olmama rağmen matematik benim için zorunluluktan ibaretti. Bilmiyorum, sanırım eğitim hayatım boyunca gelen geçen öğretmenlerim beni bu dersten biraz soğutmuştu.

Yanımdaki sayın seni dışarı çağırır ama gelmem için ise durum çok farklıydı. Hocanın tahtaya yazdığı soruları tenefüse çıkmamıza rağmen hâlâ özenle defterine geçiriyordu. Samimiyetimiz olsa onun bu haliyle dalga geçerdim.

Samimiyet demişken, samimi olduğum birini haşlamanın vakti gelmişti. Yoongi Hyung. Bu sıralar bu kadar gizemli olmanın ve beni yalnız bırakmanın hesabını ona fena halde kesecektim.

Yanımdaki kaba saba aptal yabancıyla hiç iletişime geçmeden sıramdan kalkıp sınıfı terkettim. Beni izleyen bir göz olduğunu hissetmişsem de, arkama bakmadım.

Yoongi Hyungun bir üst kattaki sınıfına doğru yola koyulmuştum ki, adımı duyunca duraksadım.

Biri bana sesleniyordu.

Arkamı dönmemle bu kişinin Youngjae olduğunu gördüm.

"Nereye böyle?" demişti.

"Yoongi Hyungun yanına..." demiştim, üst kata başka neden çıkıyor olabilirdim acaba, bu çocukta biraz aptallık seziyordum. Herkeste sezdiğim gibi...

"Doğru ya! Benim de üst katta işim var, seninle geleyim." deyip cevabımı bile beklemeden merdivenleri çıkmaya başlamıştı. Ona ayak uydurarak adım adım merdivenleri çıkarken arkama dönüp baktığımda sınıfın kapısına yaslanmış bir Jungkook'la karşılaşmıştım.

Çok mu sert yapmıştım?

Hayır hayır, hak ediyordu. Evet, kesinlikle.

"Yoongi ile aranız mı açıldı, sizi beraber görmüyorum hiç?" diyerek dikkatimi tekrar onun üzerinde toplamama sebep olmuştu Youngjae. Zaten Jungkook da sınıfa geri girmişti.

"Hayır sadece biraz işi vardı, sanırım..." Gerçekten ben de ne haltlar karıştırdığını bilmiyordum.

"Hayret..." demişti Youngjae.

ne hayret yani kordon bağımız beraber mi kesildi ikimiz de kendini bilen iki genciz birbirimize neyi haber verip neyi vermeyeceğimizi biliriz herhalde değil mi? Yoksa Yoongi Hyung benden bir şey saklamaz zaten. Hiç saklamadı.

O yüzden seni ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokarken iki kez düşünmelisin Youngjae.

Yukarı çıkınca Youngjae ile yollarımız ayrılmıştı. O başka bir sınıfa doğru giderken ben de Yoongi Hyungun sınıfına yönelmiştim. Benden iyice bir azar yiyecekti.

Üst sınıfların kendini bilmiş ve havalı olduklarını sandıkları tavırlarını çekmemek için kimseyle göz teması kurmadan Yoongi Hyungun sınıfına girmiştim. Tahmin ettiğim gibi sırasından bile kalkmamış telefonuna bakıyordu. O aptal sırıtışını da anlayamamıştım. Neye gülüyordu böyle? Telefona bakıp gülene mal denir, Jungkook. Biliyor muydun bunu? Bilemezsin tabii, daha önemli işlerin vardır çünkü senin.

Herneyse, Yoongi Hyungun önünde dikilip hiçbir şey demeden beklemiştim. Beni fark etmemişti bile. İnsan istemsiz bir bakardı etrafında ne olup bitiyor diye. O bile yoktu. Ben de telefonunu bir çırpıda elinden aldım. O anki halini görmeliydiniz, telefona canı pahasına ulaşmaya çalışıyordu. En komik kedi videolarından bile daha komikti. Kısa boyuyla yukarı kaldırdığım ellerime ulaşmaya çalışıyordu.

paradise 𐤀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin