Neji × F!reader

419 24 34
                                    

Content : Fluff, Romance

popkekleriseverim

~•~

"Daha sonra ramen kasesinin içine düştüler!" Gülerek anlattığın anılarınızla tüm herkes bir masada toplanmış yemek yiyordunuz. Daha doğrusu Choji yiyor, ondan arta kalanlarla tıkınıyordunuz. Lee ve Naruto anlattığın anıyla utanıp inkar etselerde onun gülümsemesi senin için yeterliydi. Ta ki Ino seni dürtene kadar...

"Dibin düştü bakıyorum?" büyük bir imayla sormuş ve gülümsüyordu. Yakalanmanım verdiği hissiyatla elindeki yemek çubuğunu ızgaranın üstündeki etle sarıp ağzına götürdün. Ino'nun seninle dalga geçmesini önleyecek acil bir konu bulman gerekiyordu. İmdadına Sakura yetişti. "Ino domuzu seni, sana sesleniyorum. Duymuyor musun?"

Ona içinden milyonlarca teşekkür ederken solunda kalan Hinata'ya döndün. Seni o çağırmıştı.

"Y-Y/n-san, eğer bu gece müsaitsen seni arkadaş yemeğimize davet etmek istiyorum. Herkes orada olacak!"

"Olur, gelirim," dedin büyük bir memnumiyetle. "Ama," diye böldü seni. "seninle konuşmam gereken bir şey var."

Seni ilk defa Hinata'nın germesi bir yana üstelik yanına oturmuş geldiğinden beri bir laf bile etmemişti. İzin isteyerek lavaboya gittin. Aynada kendine bakarken kapı açıldı. Gelen Hinata'ydı. 'Acaba beni mi pataklayacak? O hava var...'

"Merhaba Y/N-san." Söze gülümseyerek girmişti. Sende gülümsedin. "Merhaba Hinata, nasılsın?" İyi olduğunu söyledi. Sen ellerini yıkamak için aynaya döndün ve musluğu açtın. Ellerini ıslatıp sabunla köpürtürken o konuşmaya başladı. "Şey, eğer haddimi aşıyorsam üzgünüm ama... Neji nii-san'la ilgili konuşacaktım seninle." Kalbin yerinden çıkacak gibi atarken çöken ağırlığı kaldıramayacak gibiydin. Ellerini durularken onu yanıtladın. "Peki, yanlış bir şey yaptıysam üzgünüm."

"Eh, hayır! Öyle bir şey değil." Ellerini silkeleyip kağıt havlu kopardın ve Hinata'ya döndün. "Peki, bir sorun mu var yoksa?" Gözlerini kaçırırken hırkasının fermuarıyla oynamaya başladı. "Son zamanlarda onunla çok sık zaman geçiriyorsunuz, ona olan bakışlarını da tanıyınca seninle konuşmak istedim." Nazikçe ellerimi önünde birleştirdi. "Neji nii-san'dan hoşlanıyor musun?"

Bazı şeylerin kaçışı olmazdı. Ölümün, kederin, öfkenin. Ama bu bambaşka bir şeydi. İlk defa hissettiğin bu duyguyla yüzleşirken titreyen ellerini sıktın. "Y-yani... Of, bilmiyorum. O kadar karışık ki her şey!" Yüzünü kapattın utançla. "Ona aşığım ben ama..." devamını getiremezken Hinata'nın kollarını hissettin. "Merak etme Y/N-san," başını okşadı. "Neji'nin benim hakkımda ne düşündüğünü bile bilmiyorum!"

Ve sofraya tekrar dönmüştünüz. Kendini toparlamıştın, midendeki kasılma sona erdiği için yemek yemeye başlayabilmiştin. Üstelik Ino'da meseleyi unutmuşa benziyordu. Herkes havadan sudan bahsederken zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştınız. Herkes yavaş yavaş ayrılmaya başlamıştı. En son Sakura ve Naruto ayrılmıştı. Hinata, sen ve Neji kalmıştınız.

"Pekala, Hinata-sama. Biz de dönelim." Neji ayağa kalktığında Hinata onu durdurdu. "Neji nii-san, benim hızlıca Sakura-san'a vermem gereken bir şey var. Sen beni bekle ben hemen dönerim." Neji'nin bir şey demesine fırsat bırakmadan ayrıldığında sadece ikimiz masada karşılıklı oturuyordunuz. Baş başa kalmıştınız.

"Eminim yapabilirsin!"

Derin bir nefes alıp ona döndün. "Ee, nasılsın?" Dikkatle sana döndü. Gülümsedi. "İyiyim, sen?" Gülümsedin. "İyiyim. Bayağıdır konuşamamıştık. Malum ninbu'ların fazla." İkiniz de güldüğünüzde devam ettin. "Aslında şey, seninle bir şey konuşmam gerekiyor. Bayağıdır bir fırsat yakalayamamıştım." Hinata'nın söylediklerine güvenmiştin. "Evet, dinliyorum. Konuşabiliriz." Yutkundun. Ellerin bağcık bağlanmış gibi birbirine girmişti, dilinle dudaklarını ıslatıp derin bir nefes aldın. "Aslında..."

Senin için bu zordu.

Onu kaybetme ihtimali bile canını yakıyordu.

"Aslında uzun zamandır senden... Hayır, kendimden sakladığım bir şey vardı ve cesaretimi toplayıp yüzleşemedim.." Gerginliğin artıyordu. Kan basıncınla beraber artan heyecanla terlemeye başlamıştın bile. "Yani, aslında her şey çok hızlı gelişti ve ben kendimden bile sakladığım şeyi anladığımda.. anladığımda her şey daha güzelleşti." Ne dediğini bilmez bir vaziyette konuşuyordun.

O da dinliyordu.

"Neji, uzun zamandır bu sakladığım şey büyüdü büyüdü ve ben bunu artık saklayamıyorum insanlardan." Tırnakların avcunu delip geçerken dudaklarını birbirine bastırdın. "Seninle tanıştığımızda kabul ediyorum, fazla sinirimi bozuyordun fakat arkadaş olduğumuzda cidden seni tanıdım." Bunu söylediğine inanamadığını hissederken beyninde sadece gelecek red hissinin acısı yayılıyordu. "Ve işte her neyse fazla geveledim lafı."

"Y/N... İyi misin?" Endişeli gözlerle seni süzerken ellerini masaya çıkardın. Masaya bastırırken tüm duyguların artık sızıyordu kalbinden. "Ben sana aşık oldum." Yutkundun. Onun şaşkınlığını boşverip devam ettin. "Hem de çok, hatta beni kurtardığın zaman anladım hoşlantımı, geçer sandım geçmedi. Aşırı fazlalaştı -" Yanına geldiğini gördüğünde sana uzattığı kolları seni korkutmuştu. "Neji -"

Seni kaldırdı, bir şey söylemedi fakat elini tutup seni çıkarırken onun seni sürüklemesi bile seni mutlu etmişti. Dükkanın ara sokağına girdiğinizde pek ışık yoktu, yüzünü seçemiyordun. "Neji -" Seni saran kollarla şaşırmıştın. Gözlerini yumdun ve kollarını ona sardın. Belki de bir rüyaydı, belki de bir genjutsu. Fakat bu hissi değişmezdin hiç bir şeye. Sıcacık ve saf sevgi ile dolmuştu her yerin. Bunu hissederken senden ayrıldı. "Neji, eğer -"

"Ben de." Sadece bunu söyledi. Karanlık bile olsa gülümsediğine yemin edebilirdin. "Teşekkür ederim."

"Beni kalbine kabul ettiğin için teşekkür ederim."

~•~

:'*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

:'*

İstek varsa alabilirim... I

Anime Characters ScenariosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin