Giyuu × F!reader

201 11 6
                                    

Nasıl bir stille yazdığımı zerre hatırlamıyorum...

Vincentbebegim

*
*
*

Part 3 (Final)

Tomioka öğleden sonra, yaklaşık üç saat uyuduktan sonra uyandı ve sen dışarıda oturmuş sadece kılıcını temizliyordun. O hızla hazırlanmış ve ev sahibesi hanımdan aldığı yollukla beraber seni de önüne katarak yola devam etmeye karar vermişti.

Birlikte sessizlik içinde ilerlediğiniz patikada iki karga üzerinizde uçuyordu. Ubuyashiki'nin emriyle Hashira toplantısı olacağını bildiren siyah kuşları takip ederken gergindin. Tomioka'nın kendini Hashira olarak bile görmemesi ama derin bir saygı duyduğu Oyakata-sama'nın huzuruna gidiyor olması seni üzüyordu. Evet, üzüyordu çünkü Tomioka her zaman duygularını içinde yaşayan bir adamdı. Kendini ne Hashiralığa ne de bir iblis avcısı olmaya layık görüyordu. Fakat yine de seni yanında tutuyordu, sana bizzat su nefesi tekniğini öğretmişti. Ama neden onunlaydın? Sırf sana göz kulak olmak için mi yanında tutuyordu?

Bunu bilmiyordun ve sormaya da çekiniyordun.

Çünkü inkar edemeyeceğin filizler artık birer sarmaşık olmuş seni içten içe sömürüyor ve sağlıklı düşünmene engel oluyordu. Hislerin fazla büyük ve tehlikeli bir hale ulaşmıştı. İnkarı kabul etmeyen hislerinin altında onunla geçirdiğin aylar ise bu hislere su ve güneş olmuştu, bu hiç iyi olmamıştı. Peki Tomioka bunun farkında mıydı? Yanında ısrarla tuttuğu genç kadını kendine aşık ettiğinden haberdar mıydı?

Bunu da bilmiyordun.

Gün batımına yakın vardığınız Tomioka'nın kendine ait köşkünde sana tahsis ettiği -sadece kullanabilirsin dediği- odaya ilerledin. Odaya girdiğinde içerisi soğuk ve karanlıktı. Tomioka, köşkte herhangi bir Kakushi de çalışmıyordu. Ellerinle ve karanlığa yavaşça alışan gözünle seçerek ilerlediğin dolapta yer alan yer yatağı ve kimono takımıyla derin bir nefes aldın. Duş alma ihtiyacını bastırarak yer yatağını yere kurduktan sonra kapın tıklatıldı.

"Buyrun," diye seslendiğin Tomioka içeri girdi. Üzerinde sadece birlik üniforması vardı. İçeri girip sürgü kapıyı kapattıktan sonra elindeki gaz lambasını yere bırakıp oturdu.

"Duş almak istersen koridorun sonunda bir hamam var. Oraya gidebilirsin," dedi ve senin kurduğun yatağı süzdü. Yüzündeki hatlara çarpan loş ışık mimiklerini kapatıyordu fakat o senin tüm yüz ifadeni görebiliyordu. Rahatsız olarak omuzlarını silktin, Tomioka ise sessizce seni izlerken sanki düşüncelerini okuyormuş gibi hafifçe kaşlarını çattı.

"Tomioka-san," diye fısıldadın gergince. Sesindeki tınıya karşılık Tomioka gözlerini gözlerine dikti, cümlenin devamını bekliyordu.

"Beni yanınızda tutmanızın sebebi nedir?"

Seni bekletmeden, "Çünkü Tsuguko'msun," diye yanıtladı.

Kaşlarını çatarak, "Sizin Tsuguko'nuz Kamado-kun, ben değilim," karşılık verdin. Üstün körü verdiği cevapla seni tatmin etmesine izin veremezdin.

Sana düz gözleriyle baktı, duygusuz bir ifadeyle seni izledi. Bu katlanılmazdı, sessizliği bile seni acıyla kavururken sadece onun seni izlediği gibi onu izlemek katlanılmazdı. 'Keşke,' dedin içinden.

'Keşke iblisleri kesmek kadar kolay olsaydı söyleyebilmek.'

"Değilsin, o artık benim Tsuguko'm değil," dedi ve gözlerini yumdu. Verdiği nefes yüzüne ulaştığında, "Bugün fazla sessizdin. Gittikçe sessizleşiyorsun," diye de ekledi.

Sessizleşmenden memnun değildi.

"Neden sizi bu rahatsız ediyor? Çok konuşmaktan hoşlanmıyorsunuz sanıyordum."

"Konuşmaktan hoşlanmıyorum, senin konuşmandan hoşlanıyorum," dedi sessizce.

Anlayamıyordun. Anlaşılmaz bir adamı anlamak için fazla aşıktın.

"Varlığından rahatsız olduğumu düşündüğün için mi uzaklaşıyorsun?" diye sordu sakince. Gaz lambasının ışıklarının yansımasıyla oluşan duvardaki gölgeleriniz de en az sizin kadar sakindi.

"Uzaklaşmıyorum, sadece... Sadece kendime iyi gelecek şeyi yapmaya çalışıyorum," dedin ve gözlerinin içine ilk defa perde olmadan baktın. Anlaşılmak istedin, seni bulmasını ve gerekirse onun seni kendinden uzaklaştırmasını istedin.

Sen uzaklaşmaya çalıştıkça bahanelerle daha çok çekiliyordun ona.

"Uzaklaşma, görüyorum," dedi ve biraz yaklaştı. Dizleri dizlerine değerken gözlerini aydınlatan ışık onun gözlerinin de perdesini aralamıştı.

Sana baktı, ona baktın. Birbirinizi buldunuz, kaderin beyaz ipi kırmızıya boyanıp kalplerinize kördüğüm olarak bağlandı. Ve duydun onu, ilk defa sessizliği senden daha çok konuşuyordu. Ve o anda anladın, aslında en çok o konuşuyordu. Dudaklarındaki mührün ne kadar önemsiz olduğunu, sadece sana kalbiyle konuşup seni kendinden uzaklaştıramadığını anlattı. Işığın yansımasındaki gölgeleriniz birbirine kördüğüm iple çekildi, birbirleri içinde kayboldular. İlk defa senden daha çok konuşan Tomioka olmuştu, en çok aşk konuşan o olmuştu. Seni kollarında ilk kez uyutmuştu, saçlarına ilk kez öpücük kondurmuştu.

"Bende," diye fısıldadı kolları arasındaki huzurla uyuyan bedene. "Bende seni seviyorum."

Buyrun bakalım, aktifliğimizi bir görelim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Buyrun bakalım, aktifliğimizi bir görelim

İstekleri alabilirim :'D (bir yıl gelmedi wmdnwndnn)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Anime Characters ScenariosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin