21. BÖLÜM ~ BÜYÜK HATA

59 14 0
                                    

İyi okumalar...

◉◉◉◉◉◉

ZEYNEP'TEN...

Kendimi ilk huzurlu hissettiğim zamanlar hiç şüphesiz ki kızlarla ve Polatlı'yla tanıştığım zamanlardı. Polatlı canımıza okuyor olabilirdi ama ben zevk alıyordum diğerlerinin aksine. Ruhumun gıdasıydı sanki onlarla birlikte vakit geçirmek.

Son zamanlarda çok yorgundum. Sırtımda ağır bir yük vardı ve seve seve taşıyordum bu yükü. Bu yük ne miydi? Aslan Kızlar'ın bütün sırları...

Kaptan Sena'ydı. Ama gizli işleri bana vermişlerdi. Sena'nın bile bilmediği çok şeyi biliyordum. Kaptanım benden şüpheleniyordu, bundan emindim. Ama belli etmiyordu çünkü beni sorguya çekerse büyük hocaya karşı gelecekmiş gibi düşündüğünü biliyordum. Çünkü o asla sorgulamazdı onları. Bu yüzden rahat bırakıyordu çoğu zaman beni.

Aslan'la iletişim kurduğumu sezdiğini biliyordum. Aslan'ın lafı geçtiğinde hep bana çeviriyordu bakışlarını ne düşündüğümü okumaya çalışır gibi. Çoktan açık vermiştim belki de. Zeki biriydi ve gözünden asla kaçmamış olmalıydı.

Aslan kim miydi?

Dönüp Rümeysa'ya baktım endişeli bir şekilde. Sena'yı durdurmamız gerekiyordu.

Bir gece insanın hayatında çok fazla şey değiştirebilirdi. Daha önce hayatımı değiştiren birkaç gece yaşamıştım ama hiçbiri bu gece kadar ağır değildi.

"Sena! Dur!" diye bağırdım. Hızlıca kulübeye doğru yürüyordu. Arzu'nun bizi kandırdığını düşünüyordu ki bu çok belliydi. Çok öfkelenmişti.

"Sena!" diye bağırdı Rümeysa da. Burnuma hiç iyi kokular gelmiyordu. Derken bir anda bize döndü Sena.

"Yere yatın!" dediği anda gürültü koptu. Rümeysa üstüme atladığında kendimi yerde buldum. Az önceki gürültülerin silah sesi olduğunu idrak edebildiğimdeyse başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Dört el ateş edilmişti ama daha fazlası değildi.

"Sena!" diye haykırdım. Sesler kesilmişti. Ama Sena ses vermiyordu. Beni duymaması mümkün değildi. Onu göremiyordum üstümdeki Rümeysa'dan dolayı.

"İyi misin?" dedim onu sarsarak, endişeli bir şekilde. Ruhsuzca bana baktı kafasını kaldırıp.

"İyi misin?" dedim yine sarsarak. Gözlerim fal taşı gibi açıktı.

"Sena..." dedi ruhsuzca. Kafamı çevirip Sena'nın olduğu tarafa baktım. Yüz üstü yatıyordu. Dünyamın başıma yıkıldığı an... O andı.

"Sena!" diye haykırarak Rümeysa'yı üstümden itekledim ve düşe kalka oraya koştum. Yanına ulaştığımda...

Ellerimi saçlarıma geçirdiğimde Rümeysa'nın yanımda bittiğini gördüm. Dizlerimin üstüne çöktüm. Aklımı kaçırmak üzereydim.

"Kardeşim..." diyerek çöktü Rümeysa da. Tutulmuş kalmıştım. Elini uzattı Rümeysa ve Sena'nın sırtına dokundu. Kanlar içindeki sırtına...

Bir şey yapmamız gerekiyordu. Onu kurtarabilirdik. Hemen silkelendim ve daha çok yaklaşıp nefesini dinlemeye çalıştım. Kulaklarımdaki uğultulardan duyamıyordum kesin.

"Rümeysa! Rümeysa! Kendine gel... Nefesini duyamıyorum kulaklarımdaki gürültüden. Sen de dene! Hadi!" deyip sarstım onu. Hemen dediğimi yaptı. Parmağımı boynuna dokundurmak geldi aklıma. Aptal kafama vurdum.

"Yaşıyor! Yaşıyor!" dedim parmaklarıma vuran nabzını hissettiğimde.

"Buğra? O nerede?" dedi, birlikte Sena'yı biraz çevirmeye uğraşırken. Etrafıma bakındım.

SENA "Aslan Kızlar"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin