İyi okumalar...
◉◉◉◉◉◉
SENA'DAN...
"Öyle işte Sena. Bu yüzden işimi bıraktım ve memlekete gittim. Başka seçeneğim yoktu." dedi Şeyda. Derin bir nefes verdim.
"Üzüldüm. Hiç soruşturmadım da Almanya'dan geldiğimden beri. Araya bir şeyler kaynadı sürekli."
"Seni de anlıyorum ama. Çok şey atlattın. Nasıl oldu? Biraz da sen anlat." dedi.
"Almanya'dan apar topar gelme sebebimiz... Buğra'nın babası yaralanmıştı. Çok ağır değilmiş neyse ki. Babamın da küçük bir yarası vardı kolunda işte. Annem duyar duymaz yanına koşmuş. Hemen barışmış."
"Demek ki sevgisi hâlâ bakiydi." dedi. Kafamı salladım.
"İlk önce çok öfkelendim. Buğra da babasıyla arasını düzeltti. Sana söylemiştim Almanya'da kalmak istediğimi. Planım geri dönmekti oraya. Bir de... Sana anlatmadığım bir durum vardı. Buğra... Aramızda bir çekim vardı. Daha fazla gizleyemedik duygularımızı. Almanya'dan geldiğimiz gün... Açıldık birbirimize. Sonra ben eve gitmek istedim. Lojmandaki evimize yani. Son bir kez görmek istemiştim. Meğerse annemler oradaymış. Dayanamadım ve affettim ben de."
"Samimi söylüyorum, bence aile yapınız çok güçlü. Dağılmıştınız. Gözüne geri toplamak çok büyük bir iş gibi geliyordu değil mi? Ama bak? Bir anda geri toparlanmışsınız. Sevginiz galip gelmiş. Bu arada Buğra bey için de çok sevindim. Daha ondan bahsedememiştik ama onunla aranda bir şeyler olduğunu düşünüyordum ben zaten. Biraz da ondan bahseder misin?"
"Buğra..." dedim gülümseyerek.
"Benim çocukluk arkadaşım aslında. Kendisi kendini bildi bileli beni sevdiğini söylüyor. Ama ben diyemiyorum, laf aramızda. Tamam, o her zaman benim için özeldi. Gördüğümde hep heyecanlanırdım. Ama kendini bildi bileli aşık olur mu ki bir insan?"
"Bu mümkün aslında. Aşk çok temiz bir duygu. Her insanın temel doğasında var aslında. Bunu illa sevgililik anlamında düşünme. Mesela sen babanı hiç bırakmadığını söylüyorsun. Aslında sen ailene de aşıksın. Futbola aşıksın. Bunların hepsine aşk diyebiliriz. Buğra bey bunu kastetmiş anlaşılan. Hep senin özel olduğunu yani."
"Hmm, anladım... Ben aslında onu seviyormuşum ama bunu nasıl öğrendim sence?"
"Nasıl?"
"Zeynep söyledi." dedim gülerek.
"Sen kendin anlamadın mı yani?" dedi şaşkınca.
"Aslında şöyle, ben onlara dedim ki... Ben Buğra'nın adını başka kızlarla duyunca kötü hissediyorum, kalbim ağrıyor, dedim. Onlar da dalga geçtiler tabi. Aşık olmuşsun dediler. Normalde ben aşk kelimesi geçince zalimleşirdim. Etrafımdakilere falan sataşırdım. Aşk boş iş gerçek aşk Cimbom, derdim. Ama öyle değilmiş işte." dedim. Ve güldüm kendi kendime yine.
"Aşk böyle bir şey demek ki, Sena. Bunu iyice anladın sanırım. Peki ilişkiniz nasıl?"
"Tam altı ay oldu. Onu çok seviyorum ve bunun karşılığını almak da daha mutlu bir insan yaptı beni. Normalde o... Çok inatçı bir insandır. Ben de öyleydim, az çok tahmin etmişsindir. Ama karşı karşıya gelince işler değişiyor. Arada bir sürtüşme yaşansa da yine birbirimizden uzak duramıyoruz, Şeyda. O hep yanımda olsun istiyorum, hiç bırakmak istemiyorum. Evine yollarken yüreğime ağırlık çöküyor. Öyle ki... Benden bir parça sanki artık. Gittikçe büyüyor kalbimdeki yeri. Yüzü... Gözleri... Aklımı başımdan uçuruyor. Aşk buymuş. İliklerime kadar hissediyorum." dediğim anda arkadan biri sarıldı sıkıca ve dudaklarını yanağıma yasladı. Kaan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENA "Aslan Kızlar"
Teen FictionCimbom'un kızı SENA... Aslan Kızlar'ın kaptanı SENA... Kaan'ın Sare'si SENA... _____ "Aslan Kızlar'a dahil olduğum için gururlu hissediyorum. Ve nesillerce süregelen bu kaptan grubuna dahil olup kaptanı olduğum için de. Size söz veriyorum ki...