4. BÖLÜM ~ HER YERDE

179 18 2
                                    

İyi okumalar...

Bölüm şarkısı: Christina Perri - A Thousand Years

◉◉◉◉◉◉

SENA'DAN...

Uzun bir yol vardı önümde.

Yerlerde çiçekli dikenler vardı. Çiçekleri güzel görünüyordu ama üstüne basarsam ayaklarım kanardı. Belki alışırdım diken üstünde yürümeye...

Acı çekmeye...

Ama paramparça olurdum yolun sonunda.

Bir karar vermeliydim. Bu yolu yürüyecek miydim? Katlanabilecek miydim parçalanmaya?

Karşıya baktım. Ufuk çizgisinde bitiyordu yol. Güneş batmak üzereydi ufuk çizgisinden. Gözümü alıyordu güneşin ışığı. Öyle parlak bir güneşti ki... Kör edecekti sanki beni. Kafamı tekrar yere eğip çiçekli dikenlere baktım.

Gözlerimle yolu takip ettim. Yolun sonuna kadar çiçekli diken doluydu her yer...

Daha önce gördüğüm rüyalara benziyordu. Bu gördüğüm rüyaların aslında benim kaderim olduğunu henüz bilmiyordum tabi.

Zamanla anlayacaktım bunu...

Nasıl vazgeçeceğimi bilmiyordum. Ne ara sevmiştim onu? Ne ara bu kadar yanmıştım onun için.

Farkında olmadan bir insan aşık olabilir miydi? Hiç kendisinin bile haberi olmadan... Öylesine... Sebepsiz...

Neden o diye sordum kendime.

Neden Buğra?

Cevabını henüz bilmiyordum ama elbet bir gün bulacaktım bu sorunun cevabını.

Boğuk sesler hatırlıyordum... Biri Sare demişti bana. Alnımda bir baskı hissettiğimi hatırlıyordum. Biri alnımı öptü. Babam ya da Serhat olsa hissederdim. Başka biriydi sanki. Sesi boğuktu. Alışık olduğum bir his vermedi bana.

Silikti...

Bana genelde kimse Sare demezdi. Kim bana Sare derdi ki?

Elimi biri tutuyordu. Ağzımdaki kan tadıyla yüzümü buruşturdum ve gözlerimi hafif araladım. Burnumun içi kaşınıyordu. Halsiz hissediyordum. Uyuşuktum sanki.

Babamı gördüm ilk. Elimi tutan oydu. Başka bir yere bakıyordu. Uyandığımı fark etmemişti sanırım. Kendimde güç bulup dudaklarımı araladım.

"Baba." dediğimde sadece fısıldayabilmiştim. Bana baktı. Gülümseyerek yüzüme yaklaşıp alnımı öptü.

"Kızım, nasıl hissediyorsun kendini?" dedi tekrar bana bakıp. Yutkundum. Ağzımdaki kan tadı berbattı. Dudaklarımı araladım.

"İyi." diye fısıldadım yine. Tuttuğu elimin üstünü öptü ve uzanıp yanağımı okşadı. Yutkundum tekrar.

"Ne oldu bana?" diye sordum bu sefer mırıltılı bir sesle.

"Hatırlamıyor musun?" dedi. Hatırlamaya çalıştım.

"Banyodaydım. Burnum kanıyordu. Buğra vardı..." dedim sesimi çıkarmaya çalışarak. Yutkundum. Babam hâlâ yanağımı okşuyordu.

"Küçük bir ameliyat geçirdin. Burnundaki damarın çatlağı büyümüş. Önemli bir sorun yok. İyisin. Merak etme." diyerek açıkladı. Kafamı salladım. Annem, ablam ve Serhat girdi içeri. Annem uyandığımı görünce kollarını açarak bana yaklaştı.

SENA "Aslan Kızlar"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin