38. BÖLÜM ~ BAŞ BAŞA

55 8 0
                                    

İyi okumalar...

◉◉◉◉◉◉

SENA'DAN...

"İnşallah şirkettedir. Bir de gelmeme ihtimali var bu saatte." dedim. Saat öğleden önce on birdi. Dersten yeni çıkmıştım ve Polatlı almıştı beni. Büyük hoca arkada oturuyordu.

"Orada olacağını düşünüyorum." dedi büyük hoca. Bir de biraz şık giyinmiştik. Ceket bluz tarzındaydık üçümüz de. Buğra bu hâlime daha çok düştüğünü belli etmişti. Mest olmuştu.

"Geldik." dedi Polatlı ve durdu. Şimdi içeri girme durumu vardı. Sürtüşme çıkacaktı kesin. Hazırladım kendimi.

"Gürültülü bir giriş olacak. Yanlış bir şey yapmayın sakın." dedi büyük hoca. İndik ve üçümüz yan yana girişteki döner kapıya yürüdük. Oldukça yüksek bir binaydı.

Aytaş Holding...

"Nassimi yönetiyor ama Davut'un soyadı." diye mırıldandım. Nefes vererek güldü Polatlı. Döner kapıdan içeri girdik. Sonra da güvenlik kapısından geçtik. Bu ne g*t korkusuydu?

"Buyurun?!" dedi danışmadan bir kadın seslenerek. Biz düz ilerliyorduk yoksa. Büyük hoca durduğunda biz de durduk.

"Melike Polatlı." dedi büyük hoca. Birbirlerine baktılar şaşkınca. Az önce seslenen kadın ayağa kalktı.

"Sizin randevunuz daha sonraki saatlerde. Lütfen daha sonra gelin." dedi.

"Vaktimiz yok." dedi Polatlı. Daha benim işim vardı iki saat sonra.

"Maalesef. Arzu hanım müsait değil şu anda." dedi kadın ama kafamı çevirip baktığımda çoktan tam gaz ilerliyordu büyük hoca. Polatlı'yla birlikte onun arkasından yürüdük. Peşimizden sesleniyorlardı. Güvenlik işe el atacaktı kesin.

İkinci kata çıktık... Üçüncü kata çıktık millet peşimizden koşarken. Güvenlik herhangi bir müdahalede bulunmuyordu. Dördüncü kata da çıktığımızda önümüzde merdivenler vardı yine düz bir şekilde uzanan. Burası bambaşkaydı.

Tam gaz tırmandık merdivenleri. Bize yetiştiler. Polatlı durdu ve arkasına döndü birden.

"Sakın! Bir adım daha atan olursa yakarım!" diye kükredi. Neredeyse binadaki herkes buraya yığılmıştı sanırım. Ve kıpırdamadılar.

"Hadi." dedi büyük hoca. O da durmuş bizi bekliyordu. Yukarı çıktık. Bir kadın oturuyordu. Sekreter olmalıydı.

"Randevunuz var mı?" dedi. Ama büyük hoca hızla bir kapıya ilerliyordu. Kadın seslendi ama büyük hoca odaya daldı bile. Peşinden girdiğimizde... Efnan ve Arzu yerlerine çakılmış oturuyorlardı. Renkleri atmıştı birden sanki.

"Biraz erken geldik." dedi büyük hoca oturarak. Polatlı ve ben ayakta kalmıştık. Kadın içeriye koştu endişeyle.

"Tutamadım..."

"Çık." dedi Arzu konuşmasına izin vermeyerek. Kadın çıktı. Efnan şaşkındı.

"Ne oldu? Bizi gördüğünüze sevinmemiş gibi bir hâliniz var." dedi büyük hoca. Dişlerimi sıkmaktan çenem ağrımıştı.

"Size... Saat birde gelin, dedim. Yanlış mı hatırlıyorum?" dedi Arzu, Polatlı'ya bakarak. Polatlı nefes verdi ve gidip karşıdaki koltuğa oturdu. Ben de gidip yanına oturdum.

"Çocukların birde başka işi vardı. Biz de onu erteleyemeyeceğimize göre bunu erkene çekelim, dedik. Kötü mü ettik?" dedi Polatlı. Bu sefer alaycı olan taraf bizdik. Arzu oturduğu masasının arkasında delirmek üzereydi. Efnan ise şoku atlatamıyordu.

SENA "Aslan Kızlar"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin