1.BÖLÜM; "YIKIK VE DÖKÜK"

505 21 115
                                    

Öncelikle merhabalar... Yazarken aşırı keyif aldığım, yazdıkça yazdığım bir bölümle ve hatta bir kitapla geldim <3
Bu ikili bizi mahvedecek bir ikili. Gerek tartışmaları, gerek aşkları, gerek nefretleri...
Umarım beğenirsiniz, yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum 🍃

Ha, şunu da söyleyeyim
'ağabey' yerine 'abi' yazdım. Yazım yanlışı, biliyorum ama ağabey yerine abi daha iyi benim için. Rahatsız oluyorsanız kusura bakmayın ❤︎

Bugün benim doğum günüm.

Sınırlı sayıda sevdiğim insanların arasından en değerlilerim olan iki kişinin yanındayım, önümde bir pasta ve mumlar... Dilek tutmam, üflemem gerekiyor ama içtenlikle istediğim tek şey gerçek olamayacak kadar imkânsız.

Gerçekten imkânsız.

O yüzden derin, içimi yakacak kadar büyük bir nefesi yavaşça içime çektikten sonra gözlerimi kapattım fakat kapatmamla açmam bir olmuştu. Gördüğüm şeyler, zihnimden bir türlü silinmeyen hatıralarımdı. O yüzden çabucak, 'güzel bir hayat' diledim ve pastanın üzerinde olan üç tane mumu üfledim.

Burçak, kuzenim, hemen ellerini çırptı ve yanıma gelerek yanağıma küçük bir öpücük kondurduktan sonra gülümseyerek ona karşılık verdim. Onun ardından üniversitede tanıştığım, şu an aynı evde kaldığımız Gizem de hafif bir tebessümle hediyesini uzattı. Küçük bir kutuydu fakat bu kutuyu görmemle içim kıpır kıpır olmuştu.

Hediyeleri her zaman sevmiştim.

"Bu da benden sana küçük bir armağan olsun, güzeller güzelim." dedi sakin bir sesle. Zaten o hep sakin konuşurdu. Kutunun paketini büyük bir özenle açarken dudaklarımda asla silemediğim kocaman bir gülümseme vardı.

"Ne gerek vardı, diyemeyeceğim." diye mırıldandım. Bardaki gürültü sesimi bastırdığı için duymadığını düşündüm ama Burçak hemen, "Öyle desen o kutuyla kafanı kırabilirdi." diye atladığında sesimin gittiğini anladım. Ayrıca Gizem öyle deseydim gerçekten o kutuyla kafama vurmaktan çekinmezdi.

Paketi açtıktan sonra kutunun kapağını açtım ve gördüğüm bileklikle birlikte gözlerim dolacak gibi oldu ama dolmadı, dolsa bile hiçbir zaman akmazdı. "Gizem," dedim fısıltıyla. "bunu nereden buldun?" Sertçe yutkundum, onun da gözleri doldu.

"Sen kaybedersen, biz buluruz. Bu bilekliğin senin için değerinin çok fazla olduğunu biliyorum." dediğinde başımı salladım hemen. Bilekliği avcuma aldım ve ortasında anka kuşu olan gümüş, zarif bilekliğe baktım uzun uzun. Bu bileklik benim için en değerli eşyaydı fakat yakın bir zamanda kaybetmiştim. Şimdi Gizem'in bunu bulup bana geri vermesi benim için en büyük hediyeydi.

"Teşekkür ederim." dedikten sonra ona sıkıca sarıldım. "Çok çok teşekkür ederim."

"Tamam bu kadar duygusallık yeter." dedi, Burçak. Sarı saçlarını omzundan geriye doğru attı ve o da bir kutu uzattı. Gizem'den ayrılırken ona tam olarak döndüm ve kutusunu alıp onun da paketini özenle açtım. Kutuyu da açtıktan sonra gördüğüm şeyle birlikte, "Ay sen benim bunu istediğimi nereden biliyordun? Yoksa bilmeden mi aldın?" diye sordum. Geçenlerde karşıma çıkan fakat almakta sürekli geciktirdiğim mat kırmızı ruju almıştı.

GECENİN KOYNUNDAKİ KÖTÜLÜKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin