Gönülçelen / HanZeh

Yirmi Yedi

Zehra Güneş

Telefonu tam kapatacakken Hande'nin sesini duydum.

"Güneşim Zehra?"

Sadece ismimi ondan duymak bile nasıl mutlu ediyor.

"Balım Handan?"

"Nasılsın güzelim?"

Homurdanmaya başladım. İyi değilim. Kesinlikle iyi değilim. "Dur düşünüyüm." Berbat geçen günlerimi anlatmak bazen çok zorlayıcı olabiliyor. "Seni yedi gündür görmüyorum, burada herkesin sevgilisi var ve yanımda çok mutlular, sürekli seni özlüyorum ve yaşadığım ruhsal acıyı yeterli görmemiş olucak ki evren bir de fiziksel olanını tattırmak istedi bana."

"Fiziksel mi? Ne oldu?"

"Kayalıklarda yürürken ayağımı kestim. Ayağımın altı yarıldı, çok acıyor."

"Kıyamam ben sana. Çok derin mi kesiği? İyi misin?"

Telaşlanmadı. Benim canımın ne kadar tatlı olduğunu ve eğer ciddi bir şey olsaydı ne tepki vereceğimi çok iyi biliyor. Onun beni bu kadar iyi tanıması çok hoşuma gidiyor.

"İyiyim ama senin sarılman gerek iyileşmem için."

"Gelirim biliyorsun."

"Biliyorum. O yüzden diyorum. Gel yanıma biraz da beraber tatil yapalım."

Onun yanımda olmasını çok özledim. Kimse sevgilisiyle daha bir haftalarını yeni doldurmuşken bu kadar ayrı kalmamalı. Haksızlık bu.

Ofladı. "Sen gelebiliyor musun ki yanıma?"

"Of! Of! Sen ne yapıyorsun?"

"Ne yapıyım? Burada da kayalıklar varmış oraya gitti herkes. Ben de hiç gitmek istemedim kaldım burada. Anıl'la oturuyordum."

Umarım bu Anıl o Anıl değildir.

"Anıl?"

Birkaç saniye cevap vermedi.

"Anıl."

Bu Anıl o Anıl.

"Anıl da mı sizinle?"

"Evet."

Beni çıldırtmak için özel olarak mı yapıyor?

"Söylemedin."

"Arkadaşlarımla tatile çıkacağız dediğimde onun da geleceğini anlamak zor olmamalıydı. Anıl da arkadaşım ya hani."

Bizim tartışmalarımızın hepsi Anıl yüzünden olmak zorunda mı ya? Hande ne zaman Anıl konusu açıldığında bana bu kadar sert davranmak zorunda mı? Bıktım o çocuktan da Hande'nin onu savunma merakından da.

"Anıl'dan hoşlanmadığımı biliyorsun."

"Anıl'ın ondan hoşlanmamana sebep olacak bir davranışı olmadı Zehra."

Neden bir türlü şu basit olayı anlamak istemiyor.

"Anıl senin eski flörtün Hande."

Bir cevap vermedi. Cevap vermemesi daha çok sinirlenmeme sebep oldu.

"Cevap ver."

"Eski diyorsun Zehra. Adı üstünde eski. Sen de benim eskiden arkadaşımdın ama şimdi sevgilimsin."

"Aynı şey değil."

"Şu an seninle bunu tartışmak istemiyorum."

Ben sadece şu an değil hiçbir zaman bunu tartışmak istemiyorum. Gayet basit bir denklemin sürekli Hande tarafından çıkmaza sokulmasından çok sıkıldım. Anıl onun eski flörtü ve o çocuğun hala Hande'ye karşı hisleri olduğu aşikar. Hande Anıl'ın ona karşı hislerini bilmesine rağmen o benim arkadaşım zırvasına inandırmış kendini başka bir şey söylemiyor.