Son ki üç dörtKırıklarını aldırdım kalbimin
Hande Baladın
Sehpanın üzerinde duran boş şarap kadehlerini doldurduktan sonra şişeyi masaya koydum. Kadehlerin birini Zehra'ya diğerini de kendime alıp yanımda oturan Zehra'ya doğru döndüm tamamen.
Buraya elinde bir şarap şişesiyle geldiyse tüm gece bu güzel hatıraya layık olmaya çalışacağım. Ama öncesinde her şeyi konuşmamız lazım. Ondan dileyeceğim özürleri dilemek ve hak etiğim özürü almak istiyorum. Geçmişi de onu da affedeli çok oldu. Sadece bir kez de o yeşil gözlere bakarak söylemem lazım bunu.
"En son bir araya geldiğimizde, Anıl'ın orada, ne konuşmak istemiştin? Beni çağırırken ne vardı aklında?"
Ben ona sorumu sorarken kadehinden bir yudum almıştı. Cevap almak için yutmasını bekledim ama yuttuğunda bir cevap vermek yerine omuz silkmekle yetindi.
Gülümsedim. "Şarabın çok güzel olduğundan eminim ama benim soruma da haksızlık etme bence."
O da tebessüm etti. "Sorun çok güzelmiş ama cevabı gerçekten bu. Bilmiyordum ben de ne konuşacağımı. Sadece seninle konuşmak istemiştim. Antrenmanda karşılaştığımızda her şeyin daha kötü olacağını düşündüğüm için o karşılaşmayı yalnız kaldığımız bir anda gerçekleştirmek istedim."
Başımı salladım.
"Ayrıca ne konuşacağımı bilsem sorduğum ilk şey seni aldatmadım biliyorsun değil mi olmazdı, değil mi?"
Berbat bir açılış konuşması yapmıştı o gün.
"Direkt o konuyu açmak yerine lafı oraya getireceğin bir sohbete başlasaydın o konu hakkında da konuşurdum."
"Hadi oradan."
Gülümsedim. "Tabi oradan."
"O yüzden mi kalkmak için can atıyordunuz Hande hanım?"
Sorusuna cevap vermeden ona baktım. Aradığım çabayı onda bulamadığım için sinirlenmiştim ona. Benim ters tepki verdiğim ilk anda vazgeçmişti geliş amacından.
"Kalkmak için can atmıyordum Zehra hanım. Sen bana kalkmam için bir sebep verdin ben de kalktım."
Kaşlarını çattı. "Ne sebebi?"
"Daha ilk anda sinirlendin. Hiç üstelemedin bile. Bana istediğimi sandığın şeyi verip gitmeme sebep oldun."
Bir süre düşündükten sonra gülümsedi. "Aslında sen ve Anıl yan yana yanıma geldiğiniz anda sinirlenmiştim."
Başımı salladım. "Farkındayım."
Derin bir nefes verip birkaç yudum aldım elimdeki şaraptan. Bir sürü sorun var çözüm bekleyen. Anıl'da onlardan birisi.
"En baştan başlayalım mı konuşmaya?" Dedi içimdeki sıkıntıyı anlamış gibi. Belki de anlamıştır.
"En baştan başlayalım." Dedim onu onaylayarak. Bana bakan gözleri elindeki şaraba kaydı. Yaptığı şeylerden pişman olduğu için mi bilmem daha düşündüğü anda bile bana bakmayı kabul edemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönülçelen / HanZeh
Fiksi Penggemar"Korkunun olduğu yerde aşk yoktur. Cesarettir sevmek. Düzenlere, oyunlara, kötülüklere meydan okumaktır. Sevmek; uzaklaşmaktır yalandan, bencilliği hiçe saymaktır." Yüzünde yarım bir tebessüm. Dudağının kenarı hafifçe kıvrılmış. Bir anlığına da ols...