Otuz Dört

3.6K 225 98
                                    


Son ki üç

Hande Baladın

"Günaydın."

Elimdeki kahveyi bir yere koyup gülümseyerek bana bakan Zehra'ya gülümsedim.

"Günaydın."

Dün akşamdan sonra birbirimizle soğuk oluruz diye düşünmüştüm. Bu kadar sıcak bi karşılanma beklemiyordum.

"Erkencisin yine."

Başını salladı yüzündeki gülümseme genişlerken. "Seninle yalnız kalabildiğim nadir anları değerlendiriyorum, olabilecek anlardan fırsat yaratıyorum."

Hafif bir tebessümle boş yerlerden birine oturdum.

Dün ona karşı olan duvarlarım yıkılmıştı. Aslında dün değil, Simge ile konuştuğumuz gün yıktım her şeyi. Söylediği şeye uydum, düşündüm enine boyuna. Kendi hatalarımı, Zehra'nın hatalarını, korkalıklarımı, geçmişi, geleceği ve daha nice şeyi düşündüm.

Kendi hatalarımı kabul ettim. Şimdi elimde koca bir özür var hatalarım yüzünden kırdığım insanları bekleyen. Zehra'nın hataları da bekliyor onunla konuşulmayı. Kaçmadan, sinirlenmeden, olduğu gibi konuşacağız. Geçmişi de yenemeyeceğimi öğrendim. Değiştiremeyeceğim bir zaman dizisini yenebilmenin mümkün olmadığını anladım. Ama geleceği güzelleştirmenin mümkün olduğunu da anladım. Güzel bir geleceğin geçmişi unutturabileceğini fark ettim. Sonra Zehra geldi yine aklıma. Güzel sıfatının aklımdan geçtiği her an gibi. Gelecek güzelleşecekse güneşin yerinde olması gerekiyor, yanımda olması gerekiyor diye düşündüm.

Güneş yerindeyse her şey yolundaymış.

"Özür dilerim." Düşüncelerimden sıyrılıp Zehra'ya döndüm.

"Ha?"

"Söylediklerim rahatsız etti seni sanırım. Özür dilerim."

"Sorun değil."

Kahvemden bir yudum alırken saate baktım. Daha bir saat var antrenmanın başlamasına. Benim bu kadar erken burada olmamın sebebi de aynı. Onunla olmayı ben de özledim. Ben da anları yakalamaya çalışıyorum.

Telefonunu aldığında konuşmayacağımızı anlayıp ben de telefonumu aldım. Bu bir saatin bir şekilde geçmesi lazım.

"Müzik dinleyelim mi?"

Zehra'ya döndüm merakla. Elinde kulaklığının teki bana bakıyordu. Aklıma beraber takım otobüsünde bir şeyler dinlediğimiz anlar geldi. Onun kokusu ve tenime dokunan teni eşliğinde bir şeyler dinlemek moralim ne kadar kötü olursa olsun iyi gelmişti hep. Uyuşturulmuş gibi oluyordum. Belki o anlar yakınlaştırmıştı bizi birbirimize. Kim bilir.

Gülümseyerek uzattığı kulaklığı alıp taktım.

"Ama müziği sen seçmeyeceksin. Rastgele çalacak."
Dedim arkama yaslanırken. İkimizin arasında bi koltukluk mesafe vardı. Zehra o mesafeyi kapatıp yanıma oturdu.

"Güzel bir şey çıkmazsa değiştiririm."

"Şansına güven Zehra. "

Beğendiği şarkılara girip karışık çalma tuşuna bastı. Ardından listeyi oynatma yerine bastığında gelen şarkıya baktım.

Cesaretsizce Olmuyor.

Yüzünde hoşnut bir tebessümle o da benim gibi arkasına yaslandı. Güzel yüzü hep gülmeyi hak ediyor. Dünki gibi morali bozuk görmek istemiyorum onu. Hep gülsün. Dünya güzelleşsin.

İstemek yetmiyor uçmak için
Kanat çırpmak lazım üstünden geçmişin

Başını omzuma yasladı yavaşça. Hareketlerindeki yavaşlık benden izin alıyordu. Bütün izinler onun olsun.

Gönülçelen / HanZehHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin