1 yıl önceHande Baladın
Zehra bana doğru gelmeye başladığında gözlerimi bana bakan gözlerine diktim.
"Konuşalım mı?"
Derin bir nefes alıp başımı salladım. "Nasıl istersen."
Yanıma gelip bana bakmaya devam ettiğinde gözlerimi ondan kaçırdım. Bakışlarındaki keskinlik benim kendimi geri çekmeme sebep oluyor. Hep böyleydi, hep böyle devam edicek.
Hala konuşmaya başlamadı. "Seni dinliyorum."
"Burada mı konuşacağız?"
Kaşlarımı çattım. "Akşam yemeğine çıkarmamı mı istersin?"
Sert tavrım onun da kaşlarının çatılmasına sebep oldu. Ona karşı koymak için elimden gelen tek şeyin bu tavırı takınmak olduğunu bilmiyor. Yoksa onun sert bakışları altında yine ezileceğim, yine kendi istediği şeye çekicek beni. Ne istediğimi umursamadan.
"Böyle mi olacağız? Gün boyunca yüzüme bakmamak için her şeyi yaptın. Dün gece attığım mesaja da cevap vermedin."
"Uyuyordum."
Başını olumsuz anlamda salladı. "Yalan söylediğini anlamam çok zor olmuyor biliyorsun değil mi?"
Yalan söylemeden önce çok düşünürdüm hep yalanım inandırıcı olsun diye. Yine öyle yapıp gözlerimi ondan kaçırmıştım.
"Böyle olacağız."
"Efendim?"
"Sordun ya böyle mi olacağız diye. Böyle olacağız Zehra."
"Sebep?"
Fazla düşünmeden aklıma gelen ilk şeyi söyledim.
"Canım öyle istiyor."
Gülümsedi sinirle. "Bu yüzden yani."
Başımı salladım. "Bu yüzden yani."
"Sen bilirsin."
Önden yürümeye başladığında arkasından onu izledim. Her şeye rağmen, bu sert tavrıma rağmen bana karşı toleransının bu kadar düşük olması çok fazla üzüyor beni. Üstelemeye, çabalamaya uğraşmıyor bile. Israrcı değil. Olsam da olur olmasam da. Oysa ben o hep en güzel şekilde var olsun istiyorum.
Başımı öne eğip yürümeye başladım.
Her şey güzel olucak Hande. Her şey çok güzel olucak.
*
Zehra maçı bitiren sayıyı aldığında sevinçle bağırıp ortaya doğru yürüdüm. O sırada görüş açıma o girdi. Gülerek bana sarıldığında ben de ona sarıldım.
Maç boyunca bu sarılmadan kaçmak için o kadar uğraşmama rağmen son anda yine ona karşı yenildim.
Kazandığım savaş yok ki zaten.
Simge yanımıza gelip bağırmaya başladığında ayrıldık. Bağırarak Zehra'ya bakıp kucağına zıpladı. Onun bu haline gülerek diğer herkesle kutlamaya devam ettim. Soğumak için reklam panolarının oraya oturdum ve sırtımı oraya yasladım.
"Yorulduk be."
Ebrar babaanne edasıyla nefes nefese yanıma oturdu.
"Ölmüş gibisin daha çok."
Güldü. "Sen dururken kimseye kaptırmam ölünmüşlüğü. Şu haline bak sevinemedin bile."
Tebessümle takıma baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönülçelen / HanZeh
Fanfiction"Korkunun olduğu yerde aşk yoktur. Cesarettir sevmek. Düzenlere, oyunlara, kötülüklere meydan okumaktır. Sevmek; uzaklaşmaktır yalandan, bencilliği hiçe saymaktır." Yüzünde yarım bir tebessüm. Dudağının kenarı hafifçe kıvrılmış. Bir anlığına da ols...