6. Bölüm

42 4 60
                                    

"Görüyoruuummm!!!"

"Efendim?"

"Yani bak bak şurda bir ağaç görüyorum."

Amelie'nin ince sesli kibar müşterisinin adı Filiz'di. Kafede siparişleri alan garson çocuk çaktırmadan müşterilerin konuşmalarına kulak kesilip adlarını öğrenmiş, Filiz kahve falı baktırmak için Amelie'ye yöneldiğinde gelip kulağına söylemişti. Böylece Amelie, kızı "Senin adın Filiz'di, değil mi?" diyerek şaşırtmıştı. Casusluk yapan garson daha fazlasını duyarsa müşterisini daha fazla şaşırtırdı Kaloslu Falcı, daha azını duyarsa pek bir şaşkınlık yaşatamazdı. Kafe doluyken müşteriler daha az şaşırırlardı, kafe boşken ise Amelie'den korktukları bile olurdu.

Kahve falı işi türlü düzenbazlıklarla doluydu. Bu yüzden ilk başta Amelie bu işi yapmak istememişti. Sonra her şey hızlı gelişti. Amelie işi kolay kaptı. Şimdilerde ise Kaloslu Falcı olarak Almia'da giderek ünleniyordu.

Amelie, bir hışımla uçağa atlayıp Almia'ya geldikten sonra pişman olması yaklaşııık... Uçağı 14:25'de indiği ve güneş 18:15'de battığına göre... 4 saatten biraz daha kısa sürmüş olmalıydı. Tanığı hiç kimse, bildiği hiçbir yer yoktu. Hava kararınca korkmuş ama güç bela gece kendine kalacak bir pansiyon odası bulmayı başarmıştı. İlk birkaç gün burada kaldıktan sonra aklındaki tek düşünce geri dönmekti. Gururu izin vermeyip biraz da mantıklı düşünmeye başlayınca iş aramaya başladı. Daha önce pokemon salonlarında çalıştığı için ilkin şansını yerel salonlarda denemeye karar verdi. Ama... ama Almia'da pokemon salonu yoktu. Ne büyük şans! Sonra oturduğu bir kafedeki ilanı görünce küçük büyük demeden bir işe girmenin en iyisi olacağına karar verdi. "SERVİS ELEMANI ARANIYOR."

Kasiyere işe girmek istediğini söylediğinde onu patronun küçük bir ofisi andıran odasına davet ettiler. Adam kısa boylu, orta yaşlı biraz da şişmandı. Amelie'ye nerden gelip nereye gittiği, daha önce nerelerde çalıştığıyla ilgili sıradan sorular sordu. Amelie de sıradan yanıtlar veriyordu. Adam aldığı yanıtlar karşısında giderek neşelendi. En sonunda ağzı kulaklarına vardı.

"Sen tam aradığımız kızsın Amelie."

Amelie de bir iş bulabildiği için sevinmişti. "Yani! Yani garson olarak çalışabilir miyim?" dedi sevinçle.

"Boş ver garsonluğu canım! Senin için daha prestijli bir işim var."

"Daha prestijli bir iş?" Amelie, sıradan insanlardan üstün tutulduğu için hem gururlanmış hem de meraklanmıştı. Herhalde hayatında ilk kez oluyordu bu. Acaba neydi onu diğerlerinden ayıran?

Onu diğerlerinden ayıran daha önce Kalos'da, Anistar Salonunda çalışmış olup, psişik türde pokemonlara sahip olmasıydı. İtiraf etmek gerekirse hafif kavruk tenli, kara saçlı, kahverengi gözlü fiziği de işi almasında biraz etkili olmuştu.

Amelie'yi kafenin bir köşesindeki çadır benzeri uyduruk dekorasyonun yanına götürdüler. Burada selefi olan yaşlı kadınla tanıştı. Kadının önündeki mindere diz çöktü. Kadın gerçekten tuhaf görünüyordu. İpek görünümü verilmiş sentetik elbiseler giymiş, sözde çadırının kapısında bir minderin üzerine bağdaş kurmuş oturuyordu. Elbiseleri rengarenkti. Parlak yeşil bir baş örtüsü kullanıyordu ucunda altın suyuna batırılmış plastik süsler sarkan. Üzerinde beyaz daireler olan turuncu bir elbise, altında mavi şalvar ve uçları sivrilen el yapımı kırmızı pabuçlar. Yanında ise bir medicham gözlerini kapamış meditasyon yapıyordu. Raya adlı kadın doğudaki uzak bir bölgeden geliyordu ve artık memleketine dönmek istiyordu. Yerine işe girecek kişi ise Amelie'ydi.

Amelie bir süre konuşmadan bekledi. Sonra kadın "Fala inanır mısın Amelie?" diye söze başladı. Adını bilmesi Amelie'yi şaşırtmıştı.

"Adımı nereden biliyorsunuz?"

Pokemon - Will'in LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin