20. Bölüm

17 2 19
                                    


"Will bu yolculuğumuzu kolaylaştırmaz mı? Tamam belki bir gün kaybedeceğiz ama takımımızın ne kadar güçleneceğini düşün. Bu da o bir günü telafi eder üstüne zaman da kazandırır."

Saba sıcaktı ama güneye indikçe daha bir sıcaktı. Will'in alnına vuran güneş yakıcıydı. Esen rüzgar sanki saç kurutma makinesinden geliyormuşçasına sıcaktı. Üzerlerine savurduğu kumlar yetmiyormuş gibi Bolt'u da sallıyordu. Bolt'u dengede tutmak giderek daha da yorucu olmaya başladı. Oysa arkada oturan Amelie için üfff... Will bu tartışmayı kaybedeceğini biliyordu ama yine de denedi.

"Adam kum bükme saldırısı için eğitmenin de pokemonu gibi psişik güçleri olması gerektiğini söyledi. Senin kahve falı bakmak dışında psişik gücün var mı?"

"Aslında ben kahve falı bakmayı da bilmiyorum."

"Öyleyse Amelie?"

"Ama Will..."

"Peki sadece bir gün. Eevee evrim geçiremezse yola devam edeceğiz."

"Tamam."

***

Will ile Amelie, Bolt'un üzerinde sallana sallana El Medyum'un tarif ettiği yere geldiler. Çöl içinde bir çöldü. Tamam işte kumun ortasında yükselen ikişer metre yüksekliğinde üç sivri kaya, hafif beyazımsı kumlar, çok dikkatli bakınca fark edilebilecek morumsu hareler. Gerçi güneş o kadar parlaktı ki Will her yerde siyah benekler görüyordu. Ama Amelie doğru yere geldiklerinden emindi.

"İşte burası!"

"Evet, burası. Peki şimdi ne yapacağız?"

Amelie, Eevee'nin poketopunu çıkarıp fırlattı. Sonra eğilip Eevee'yi kucağına aldı.

"Ben ve Eevee dostluğumuzu geliştirmek için piknik yapacağız."

Rüzgar biran sertleşti ve Will'in yüzüne efsunlu kumlar savurdu. Tıpkı diğer kumlar gibi rahatsız ediciydi. Will yüzünü temizleyip havaya baktı. Tek bulut bile yoktu. Güneş gözlerini kamaştırdı.

"Piknik?" dedi hissizce.

"Evet piknik. Katılmak ister misin?"

Will sıcaktan pişen yüzündeki kumları tekrar silkeledi.

"Tabi. Ne yiyeceğiz?"

"Sandviç."

"Sandviç evet." Will acı acı gülümsedi. "Sand", Galar'da kum demekti de.

***

Will, sandviçini yedikten sonra ki gerçekten sand-viçti. Rüzgardan ekmeğin arasına doluşan kum taneleri dişlerinin arasında ıyk! Ne kötü bir his. İyi kötü tutturduğu çadırın gölgesinde ayaklarını öne uzatıp Amelie ile Eevee'yi izlemeye başladı. Amelie, sanki pokemonuyla kırlarda dans eden bir genç kız gibiydi. Koşuyor, gülümsüyor, Eevee'nin üzerine kum atıyordu. Azmini taktir etse de birazdan başına güneş geçecekti. Acaba bu tuhaf plan gerçekten işe yarayacak mıydı?

"Aaaggghhhh!!!"

Will, Amelie'nin çığlığıyla uyandığında içinin geçmiş olduğunu fark etti. Doğrulup baktığında Amelie ile üzerine yuvarlanan dev tekerlek örümceğini gördü. Elini poketoplarının birine attığında Eevee'nin Amelie'yi korumak için öne atıldığını gördü. Eevee, örümceğe yıldızlar fırlattı. Örümcek ise olan hızıyla Eevee'ye çarpıp uzağa fırlattı. Çarpmanın etkisiyle kendi de yolundan sapıp Amelie'nin yanından geçti. Arkasından dolanıp tekrar önüne geçerek pozisyon aldı. Will ise Charizard'ın poketopunu fırlatmaya hazırlandı. Planı önce Amelie'yi kurtarmaktı. Charizard kızı kapıp havalanacak... Tamam işte gerisini de sonra hallederdi. Örümcek tekrar Amelie'ye hamle yaptığında Eevee'nin olduğu yerden göz kamaştırıcı bir ışık parladı. Cidden? Will, poketopunu indirip olacakları izlemeye koyuldu. Işığın içinde beliren Sabalı Espeon'un gözleri parladı. Örümcek ise hızla yuvarlanmaya başladı. O an Amelie geriye dönüp Espeon ile göz göze geldi. Ardından üzerine doğru yuvarlanan örümceğe baktı. Bir elini öne uzatıp havaya kaldırdı. Elinin hareketine uyumlu olarak önünde kumdan bir rampa yükseldi. Ne olduğunu anlayamayan örümcek rampayı tırmanıp uçarak Amelie'nin üzerinden geçti. Amelie, üzerinden uçarak geçen örümcekle beraber geri döndü. Eliyle örümceğin düşeceği yeri işaret etti. Orada kum bir anda sıvılaştı. Örümcek sanki suya düşmüş gibi kumun içinde kayboldu. Çırpınarak yüzeye çıktığında ise Amelie elini yumruk yaptı. Bu kumun kaskatı sertleşmesine neden oldu. Zavallı örümcekcik neye uğradığını şaşırmıştı. Kumun içinde sadece bir bacağı bir de şaşkın bakan gözleri görülebiliyordu.

"Eevee! Yani... Espeon!"

Amelie koşarak pokemonuna sarıldı. Ne kadar dokunaklı bir sahne. Will'in gözleri yaşarmıştı. O kadar kum vardı ki. Aceleyle gözlüğünü takmayı unutunca böyle oluyor.

***

Akşam çöküp de hava serinlemeye başladığında Amelie hala çok sevinçliydi.

"Olanları sen de gördün mü Will? Eeveem artık bir Sabalı Espeon oldu. Sana buna değeceğini söylemiştim değil mi ha, söylemiştim."

Will'in aklında ise başka bir konu meşgul ediyordu. Tekerlek örümceğine ne olduğu değil. O bir süre sonra kum eski haline dönünce kurtulup yuvarlana yuvarlana kaçmıştı. Bu saçma planın nasıl işe yaradığı da değil. Çünkü ne kadar düşünürse düşünsün açıklayamazdı. Onun kafasını kurcalayan... Amelie, kum bükme saldırısını nasıl yaptırmıştı yahu? İlk denemesinde? Hiç zorlanmadan? Büyük bir ustalıkla? Will korksa mıydı? Korku demişken sıradaki durak İfrit Çukuru!


Iııyyy bu bölümü ne kadar kötü yazdım... Geçiştirdim resmen. Geçen bölüm bir, bu bölüm iki. Şak diye evrimleştirdik eeveeyi. Neyse gelecek bölüm daha iyisini yapmaya çalışacağım. Amelie'nin eevee deneyimi hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum.

Gelecek bölümde görüşürüz.

Pokemon - Will'in LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin