Pokemon - Will'in Laneti

19. Bölüm

Neredeydi bu kasaba? Hangi kasaba olduğunun bir önemi yok. Will ile Amelie bir haftadır yolda- çöldeydiler. Doğru ya artık yol diye bir şey de kalmamıştı. Yolun işlevi Bolt'un tekerleklerinin kuma gömülmesini engellemekti. Will buna basit bir çözüm bulmayı başarmıştı ama kısa süre sonra yolun daha da önemli bir işlevi olduğunu fark etti. Yolda dümdüz ilerlerseniz kaybolmazdınız yahu. Will ile Amelie'nin çözüm bulması gereken asıl sorun buydu işte. Bir zamanlar kadim denizciler benzer koşullarda açık denizde yollarını bulabiliyorlardı. Denizcilerin hiç olmazsa haritaları olur. Will ile Amelie'nin haritaları da yoktu. Ne mi yapıyorlardı? Pusulayla dümdüz güneye ilerliyorlardı. Pratik bir çözüm gibi görünebilir. Çölde çember çizip durmanızı da engeller ama sizi bir su kaynağına iletip iletmeyeceğinin garantisi yok. En yakın su kuyusu illa dümdüz güneyde olacak diye bir kural yok ki. Bu yüzden bir taraftan Will çöldeki izleri gözlemliyordu. Yakınlardan bir kervan geçmiş mi, geçmişse ne tarafa gitmiş? Bir taraftan da Charizard gökyüzünden etrafı tarıyor, yakınlarda bir yerleşim olup olmadığına bakıyordu. Son tarifine göre de burada bir kasaba olmalıydı. Son kum tepesini de aştılar ve tipik bir Saba kasabasının görüntüsünü karşılarında buldular. 15-20 kerpiç ev, değişik boyda hurma ağaçları, kasabanın ortasında su kuyusu... Rahatlatıcı bir görüntü. Bir hafta çölde suyum ha bitti ha bitecek diye dolanan biri hiç gocunmadan ömrünün kalanını burada geçirebilir.

***

Will kuyudan çıkrıkla su çekip Amelie de kaplara doldururken yakınlardaki kerpiç evin köşesinden başını çıkaran pokemon Will'in dikkatini çekti.

"Bu o pokemon!"

"Hangi pokemon?" deyip başını kaplardan kaldıran Amelie, Will'in baktığı yöne döndü. İşte karşılarındaydı. Pokemonun yüzü onlara dönüktü. Kum rengi kürkü, sarı koca gözleri, alnında da sarı yuvarlak bir değerli taş vardı. Kocaman kulaklarının ardında sallanan çatallı kuyruğu görünebiliyordu. Pokemon şüphe bırakmayacak biçimde bir eevee evrimiydi. İyi de hangisi?

Amelie doğrulunca pokemon hemen geri döndü ve hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladı. Will ile Amelie de arkasından seğirtti. Will ile Amelie bir köşeden dönmesiyle pokemonun çatallı kuyruğunun diğer köşeden kaybolması bir oldu. Kasabada kaç ev, kaç köşe olabilirdi ki? Görünüşe göre birçok. Son köşeyi de dönünce pokemon nihayet bir kapıdan içeri girdi. Will ile Amelie de peşinden daldılar. Kendilerini etrafı bir metrelik kerpiç duvarla çevrili avlu gibi bir yerde buldular. Avluda bir-iki hurma ağacıyla, uzun boylu, uzun beyaz sakallı Sabalı bir adam vardı. Pokemon da adamın ayaklarının arkasına geçip oturdu. Will ile Amelie merakla pokemonu incelerken yaşlı adamın sözleriyle irkildiler ve kabalık ettiklerini anladılar.

"Kleopatram sizi çok heyecanlandırmış anlaşılan. Sormadan girdiğiniz evin sahibine bir selam bile vermediniz."

"Şey... Afedersiniz ben Amelie. Evet, daha önce hiç böyle bir pokemon görmemiştim."

"Ben gördüm! Saba'ya gelişimin başlarında. Bu arada ben Will. Bir eevee evrimi değil mi?"

Yaşlı adam olumlu anlamda başını salladı.

"Adı da Kleopatra öyle mi? Birşeyon değil yani." dedi Amelie.

"Kleopatra, pokemonumun adı. Türünün adı değil. Ona kadim bir kraliçenin adını verdim."

"Ve sizin adınız?" diye sordu Will.

"Adım Hayy. Bana buralarda El Medyum derler."

Ne güzel diye geçirdi aklından Amelie. Başka yerlerde uzun adlar yerine kısaltmalar kullanırken Saba'da zaten kısa olan adları uzunlarıyla değiştiriyorlar.