22. Bölüm

23 2 35
                                    

Will ile Amelie, Bolt'un üzerinde karşılarındaki devasa kayalığa oyulmuş tünel benzeri geçidin önünde duruyorlardı. Kayalık çölün sarılığına uymayacak biçimde yer yer kan rengine çalan kızıl tonlardaydı. Çölden aşağı yukarı 10 metre kadar yükseliyor olmalıydılar. Geçidin bir kapısı yoktu ama etrafına oyulmuş kargacık burgacık yazılar ile kabartmalar vardı. Saba elifbasıyla yazılmış uzun metinler, ortak alfabeyle çeşitli dillerde yazılmış yazılar, unown kabartmaları hatta adlarının baş harflerini kazıyıp ortasına kalp koyanlar vardı. Will, yazılanların büyük çoğunluğunu okuyamıyordu. Sadece ortak dilde yazılanları okuyabiliyordu. Bir de Almiaca yazılanları çıkartabilmişti. Amelie eliyle işaret etti.

"Bak Will! Bu eski Kalos dilinde."

Will hecesini bile çıkartamadığını yazılara şöyle bir baktı.

"Ne diyor?"

"Hm... Uzak durun. Tehlike! İçeride efsunlu yaratıklar var. Şeytanlar! Iıı... Will emin misin?"

Will bir kez de kabartmalara göz attı. Çölün rüzgarlarının çarptığı kumlarla aşınmış kabartmalarda dev yaratık tasvirleri vardı. Yaratıklardan kaçan küçük insanlar. Yüzleri olsa nasıl korktukları anlaşılabilirdi belki.

"Eminim." dedi Will ve Bolt'u gazlayıp tünele girdi. Tünel aslında kendiliğinden oluşmuş bir yarıktı. İnsanlar belli bölgelerini oyup şekil vermişti o kadar. Hepi topu da 20 metre kadar ya vardı ya yoktu. Tüneli geçince geniş bir alana çıktılar. Kızıl kayaların bir kemer gibi çepeçevre kuşattığı düz bir alan. Belki bir meteor çarpmasıyla oluşmuştu belki de bir yanardağ krateriydi. Tam orta sayılabilecek bir konumda sanki işaretlemişçesine kırmızı taşlardan yarım metrelik bir öbek yığılmıştı. Tam karşılarında 500-600 metre kadar ileride kayalığın ortasındaki kara leke de çıkış tüneli olmalıydı. Hepsi bu. Korkulacak pek de bir şey yokmuş.

"Görüyor musun Amelie? Ortalıkta şeytan filan yok. Uzun uzun etrafından dolaşmaktansa üç-beş dakikada geçip gideceğiz. Şimdi sıkı tutun!"

Amelie bir şey diyemeden Will, Bolt'u tekrar gazladı. Amelie'ye belli etmese de o da hoşlanmamıştı bu tuhaf yerden. Bir dakika demeden kumları savura savura İfrit Çukurunun tam merkezine gelmişti ki...

"Tatatatatakk!!!"

Otomatik tüfeğin ateşiyle havalanan kumlar önlerinde bir duvar oluşturdu. Will, Bolt'u ani bir refleksle çevirdi. Bolt hızını alamayıp yan yattı. Will ile Amelie motordan düşüp kumda yuvarlandılar. Will ilk kez motordan düşüyordu. Amelie, doğrulmaya çalışınca bir eliyle yere bastırıp bir eliyle sus işareti yaptı. Ardından peşinden Amelie'yi de sürükleyip kendini küçük kaya öbeğinin ardına attı.

"N'o-n'o-n'oluyor Will?" dedi Amelie soluk soluğa "Yo-yo-yoksa şeytanlar mı?"

"Şeytan yok! Birisi bize ateş etti!"

Will temkinli temkinli başını doğrultup kayalıkları taradı. Kimseyi göremiyordu. Hava çok sıcaktı. Üzerine uzandığı kumlar tenini yakıyordu. Her tarafına kum dolmuştu. İlk anda acısını hissetmediği sıyrıklar yavaş yavaş yerlerini belli etti. Kollarından bacaklarından yüzünden kan sızıyordu. Amelie de aynı haldeydi. Yaralarına kum taneleri yapışmıştı. Zavallı Bolt'a da göz atacak vakit bulabildi. Ön tekeri kuma gömük yerde yanlamasına uzanıyordu. Üzerindeki eşyalar etrafa saçılmıştı. Koşup kaldırabilir miydi? Kesin vurulurdu. Pokemonlarını kullansa?

"Vay vay vaaay!!! Kader bizi yine buluşturdu Mecnun!"

Will uğursuz sesinden tanımıştı. Herram! Allah'ın belası herif! Nasıl bulmuştu Will'i? Will, Herram'ı görmek için sesin geldiği tarafa baktığında kayalıklarda ayaklanan siluetler gördü. Kırk Haramiler... Etrafını çepeçevre sarmışlardı. Tam anlamıyla bir pusu. Artık kumlarda uzanmanın da bir anlamı yoktu. İsteseler Will ile Amelie'yi anında vurabilirlerdi. Will ayağa kalkıp haykırdı.

Pokemon - Will'in LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin