Birbirine sarmaşık gibi dolanan dudakları bu sefer tutkuyla değil, arzuyla değil; gerçek bir sevgiyle harmanlanmıştı.
"Neden?" diye sordu Silvana kendini geri çekerek. James alnını alnına yasladığında tekrar "Neden James?" diye sordu.
"Ortadan kayb...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎀
"Geri dönüşü yok bunun Lorenzo." Bayan Giovana Moretti huzursuzca oturduğu kanepede kıpırdanıp bacak bacak üstüne attı. Lorenzo yüzünü sıvazlayarak büyük adımlarla tekli koltuğa oturdu ve dirseklerini dizlerini yasladı. "Biliyorum... Biliyorum..."
"O hâlde vermeyelim!" Giovana ayağa kalkarak ellerini iki yana açtı. "O adama vermeyelim... Direnebiliriz!" Lorenzo tıpkı annesi gibi hızla ayağa kalktı. "Anne!" Haykırışı evin duvarlarını titretti. "Bunun imkânsız olduğunu ikimiz de biliyoruz. Direnmemin bir anlamı yok. Yine zarar gören biz olacağız!"
Giovana yaşlarla parlayan gözlerini kırpıştırarak elini ağzına götürdü ve arkasını döndü. "Biliyorum." diye mırıldandı. "Keşke İtalya'dan buraya hiç dönmeseydik... Bu bir hataydı."
"Mamma." Yıllardır ana dilini konuşmamak her geçen gün bir azapa dönüşüyordu. "Non ci lascerebbe nemmeno lì." Annesi ağlamaya başladığında üzgün gözlerle annesini kolları arasına alıp sıkıca sardı. (Anne. Bizi orada bile bırakmazdı.)
"Pekâla." Lorenzo kollarını gevşeterek annesinin yüzünü kaldırdı. "Üzülme, elimizden geleni yapacağız."
Giovana burnunu çekerek kollarını oğlunun beline doladı ve haykırarak ağlamaya başladı. Yaaşamaya zorunlu tutulduğu bu hayattan nefret ediyordu. Yaşama sebebi artık sadece çocuklarıydı.
* * *
"Hazır mısın?" diye sordu Sirius iri iri açtığı gözleriyle Silvana'ya bakarak. "Hepimiz sana güveniyoruz." Ellerini Silvana'nın omuzlarına koyup güç vermek istercesine sıktı. Ardından karşılarında oturan Remus'a, Peter'a ve ayrıca planlarına dahil olan Frank'a dönerek tehditkâr bir ifadeyle "Değil mi çocuklar?" diye sordu.
Üçüsü de -Remus gözlerini devirmişti o sırada- hızlı hızlı başını aşağı yukarı salladı.
Silvana dudaklarını büzerek yuvarlak şekline sokarak nefesini seslice verdi ve "Evet, hazırım!" dedi güçlü çıkan sesiyle. Sirius memnun bir ifadeyle yemeğine geri döndüğünde o da sol yanında oturan James'e döndü. "Neden somurtuyorsun?"
James elindeki çatalı tabağına bırakarak sarışın cadının gözlerine baktı. "İnan bana Silva, onların içlerine kadar gitmen oldukça rahatsız edici." Burnunu kırıştırarak Silvana'ya bu durumdan gerçekten rahatsız olduğunu belirten bir bakış attı.
Silvana, James'in dizinin üzerindeki elini tutarak sıktı. "Biliyorum, biliyorum..." Ahşap, uzun taburede kayarak James'e yaklaştı. "Ama bu işin sonunu düşünsene. Çok eğleneceğiz!" James yanaklarının içini ısırarak sırıtmasını bastırmaya çalıştı.
