Birbirine sarmaşık gibi dolanan dudakları bu sefer tutkuyla değil, arzuyla değil; gerçek bir sevgiyle harmanlanmıştı.
"Neden?" diye sordu Silvana kendini geri çekerek. James alnını alnına yasladığında tekrar "Neden James?" diye sordu.
"Ortadan kayb...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌞
Bazen en küçük detaylar bize geçmişi hatırlatırdı; geçmişte yaşadığımız şeyleri hatırlatırdı. Ve bazen de bize geçmişi hatırlatan şeyler, gözyaşı dökdürtmekten başka bir işe yaramazdı. Silvana, aynanın önünde siyah saçlarına bakarken bu rengin ona hiç mi hiç uymadığını görüyordu; o karanlık şeylerin, koyu renklerin insanı değildi.
Rengarek giyinmeyi severdi, süslü takıları takmayı, üzerindeki renklilikle insanların gözlerini almayı severdi. Şimdi ise aynaya baktığında yalnızca karamsar birini görüyordu, sevmediği karanlığı saçında taşıdığını, gözündeki neşeninin söndüğünü görüyordu.
Odanın kapısının açılıp kapanma sesini duydu ama arkasını dönüpte kimin geldiğine bakmadı. Bunun yerine gözlerini aynaya çevirdi ve arkasından yaklaşan kişiye baktı. "Güzelliğine mi bakıyorsun?" diye sordu James arkadan ellerini Silvana'nın beline sararak.
Silvana'nın dudakları istemsizce yukarıya doğru kıvrıldı, sonra da omuz silkti. "Belki..." diye mırıldandı durgun bir sesle.
James kaşlarını hafifçe çattı. Gözlerini aynaya çevirdiğinde Silvana'nın buğulu yeşil gözleriyle göz göze geldi. "Hey," Silvana'yı kendisine doğru çevirerek ellerini yanaklarına yasladı. "Ne oldu Silva?"
Silvana'nın alt dudağı titremeye başladı, başını eğdi ve gözlerini kaçırarak "Eski saçlarımı özledim." diye mırıldandı ağlamaklı bir ses tonuyla.
James'in çatılı kaşları gevşedi ve gözlerine şefkat yerleşti. Ela gözlerini Silvana'nın koyu renkli saçlarında gezdirerek "Sanırım bende öyle..." diye mırıldandı. Bir elini Silvana'nın başının arkasına yasladı ve kendisine çekerek kızın başını göğsüne yasladı. "Bak ne diyeceğim." dedi kollarını ona dolayarak.
Silvana yanağını James'in göğsüne sürterek başını geriye yatırdı ve gözlerini James'e çevirdi sorgularcasına. "Bu akşam babam gelecek." dedi James. "Biliyor musun bilmiyorum ama babam Fleamont'un iksir üreten bir şirketi var."
Silvana gözlerini kırpıştırdı. "Gerçekten mi?"
James başını aşağı yukarı salladı. "Sleekeazy'nin Saç İksiri'ni üreten kişi babam, demem o ki... belki saçlarının çaresine bakabilir Silva. Bu işlerden anlayan biridir o."
Silvana'nın gözleri resmen parıldamıştı. Hemen kollarını James'in boynuna dolayarak "Eğer saçlarımı eski hâline döndürürse sonsuza kadar minnettar kalacağım James!" diye sevinçle konuştu ve kendini tutamayarak kıkırdadı. Kendini hafifçe geri çekti ve küçük bir tebessümle James'in gözlerine baktı. "Seni seviyorum..."