22. Babanın Kızı Ölü Kızı

1K 97 25
                                    

🌘

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌘

Silvana, soğuk mermer üzerinde, ayakta dururken gözleri bir saniye bile babasının kolundaki işaretten ayrılmamıştı. İnanmıyordu. Babasının bir Ölüm Yiyen olduğuna inanmıyordu. Yıllar sonra karşısına çıktığına, onunla konuştuğuna, gerçekleri anlatacağına inanmıyordu.

Hepsi bir rüya gibiydi. Veya kabus. Ancak gerçek gibi olmadığı kesindi.

Raden, direğine kadar katladığı gömleğini bileğine doğru indirerek işareti kapattığında Silvana gözlerini çekti sonunda. "İlk başta seninle başlayalım mı?" Diye sordu Raden. Silvana duraksadı, ne yapacaktı?

Raden elini Silvana'nın saçlarına doğru uzatarak alnının kenarındaki saçlarına parmaklarının tersiyle dokundu. Parmaklarının tersini yavaşça saçlarından aşağıya doğru getirmeye başladığında geride kahverengiye dönen saçları bıraktı.

Silvana irkilerek omuzlarından aşağı salınan koyu kahverengi saçlarına baktı. "Ne yaptın?" Diye fısıldadı, bir elini saçlarına atarak bir kaç tutamı havaya kaldırdı, başını eğerek omuzlarındaki saçlara baktı.

"Gerçek rengine döndürdüm saçlarına Lala." Raden gülümseyerek saçlarına baktı. "Sarı sana hiç mi hiç yakışmıyordu."

"Gerçek rengi mi?" Silvana saçlarına tuhafça baktığı sırada bir anda aklına gelen düşünceyle saçlarını aniden bıraktı. "Nasıl gerçek renk?" Yutkunarak titreyen ellerini arkasına götürdü. "Bizim ailede siyah saçlı kimse yok..."

Raden gülümsedi. "Yok mu? Sence hiç mi?"

Silvana titreyen dudaklarını birbirine bastırarak bir adım geriye gitti. "Y-yok. Moretti ailesinde hiç yok." Raden ona doğru bir adım atınca kendisi bir adım daha gitti geriye. "Ajello ailesinde var mı?." Raden bir adım daha attı.

"Annemi hiç görmedin Zola. Hollandalı, esmer bir kadındı. Esmer olmamam, onun genlerini taşıyıp sana aktarmadığım anlamına gelmez."

Silvana elini ağzına kapatarak çığlık atma isteğini bastırmaya çalıştı. Ne diyordu bu adam? Aklı almıyordu Silvana'nın. Uğruna canını feda edeceği bu sarı saçları aslında bir sihirden mi ibaretti? Bu koyu kahverengi saçlarını yolmak istiyordu.

"Kahretsin," diye mırıldandı elini ağzından çekerek. "Tanrı seni kahretsin." Kendi sesini bile zor duymuşken tüm lanetleri babasınaydı. Bir anda nereye gittiğini bilemeyerek koşmaya başladı. Pencereye doğru giderken "Yardım edin!" Diye bağırdı. "Bu manyak beni kaçırdı, yardım edin!" Pencereye bir kaç defa vurmasına kalmadan bir anda ayakları yerden kesildi.

Lussuria | James PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin