36. Sonlar Yeniden Yazılmak İçin Vardır (FİNAL)

499 48 18
                                    

AYLAR SONRA

"İyi ki doğdun sana! İyi ki doğdun, iyi doğdun, iyi ki doğdun sana..." Herkes alkışlamaya başladığında sekiz yaşına basan Grace, tombul yanaklarındaki gamzeleri ortaya çıkacak şekilde gülümserken eğilerek iki katlı pastasının tepesine sabitlenmiş mumlara üfledi. Bir duman bulutu ileriye doğru savrulurken tekrardan bir alkış koptu.

"Benim küçük çileğim!" Silvana, herkesten önce eğilerek Grace'e sarıldı. Bu küçük kızı ilk gördüğünde bir balon satıcısının karşısındaydı ve yanakları kıpkırmızıydı. O günden beri Grace'i bir çileğe benzetiyordu ve bu sözcük ona karşı dilinden düşmüyordu.

"İyi ki girdin hayatımıza..." diye fısıldadı kulağına doğru. Geriye çekilerek Grace'in kızaran yanaklarına, gülümseyen dudaklarına ve mutlulukla parıldayan gözlerine baktı.

"Asıl siz iyi ki girdiniz hayatıma." dedi Grace mutlulukla. "Resmen hayatım değişti. Beni kimsesizlikten, sokaklardan kurtardınız. Bana yeni bir hayat verdiniz."

Silvana, dolu dolu gözlerle gülümseyerek Grace'e tekrar, daha sıkı sarıldı. Bundan tam bir yıl önce, Silvana babası tarafından kaçırıldığında ve daha sonrasında Rabastan Lestrange tarafından kirletildiğinde kelimenin tam anlamıyla hayatının bittiğini düşünmüştü. Ancak yanılmıştı. James onu kurtarmıştı ve kısa bir süre sonra hayatına ikinci bir güneş gibi doğacak olan Grace'le karşılaşmıştı.

Sokağa atılmış, yedi yaşında ve kendisine daha önce hiç uçan balon alınmadığını söyleyen bir kız çocuğuydu. Ama aradan geçen bir yılın sonunda Grace onun kayıp kızı yerine geçmişti. Ona adeta el bebek gül bebek bakmış, ikinci güneşinin solmasına asla izin vermemişti.

Siz şimdi neler olduğunu merak ediyorsunuzdur. Gelin anlatayım.

Silvana, babası tarafından kaçırıldığında ve Rabastan Lestrange tarafından tacize uğradığında gerçekten hayatının bittiğini hissetmişti. Her anlamda. Ancak James ve Sirius kaçırıldığı evi bulup onu kurtardıklarında hayatının bitmediğinden emin oldu. Ve daha sonra Grace ile tanıştı. Şu sokağa terk edilmiş ufaklıkla.

Eylül ayı geldiğinde ve kalan son yıllarını tamamlamak için okula döndüklerinde Silvana için tekrardan kötü günler başlamıştı çünkü bu okulda her gün Rabastan'ın yüzünü görmek zorunda kalıyordu. Bu tam bir işkenceydi ve aklına durmadan ona yaptıkları geliyordu. Yanında onu koruyup kollayacak bir James olsa da kabusları, düşünceleri ve psikolojisi onu bu konuda esir almış durumdaydı.

Ve bir de koluna işlenmiş Karanlık İşaret vardı tabii. Lord Voldemort'un koluna zorla damgaladığı ve ona derisini yüzdürecek kadar rahatsızlık veren bir işaretti. Okul hayatının son yılı boyunca bu işareti kimsenin görmemesi için çabalamış ve son çare olarak Albus Dumbledore'a başvurmuşlardı. Ancak elbette bir sonuca ulaşamamışlardı çünkü Lord Voldemort ölmediği sürece bu işaret sonsuza dek kolunda yerini koruyacaktı.

Silvana için Karanlık İşaret onu damgalanmış bir hayvan gibi hissettirmekten öteye gitmediğinden dolayı başka bir çözüm bulmuşlardı. İşaretin etrafını oldukça zor ve zahmetli bir tılsımla büyülemişti Dumbledore. Artık eskisi kadar kabak gibi ortada değildi ancak silik bir şekilde silüeti parlayıp sönüyordu. Ve yanlışlıkla üzerine basıp bulundukları yere Voldemort'u çağırmamaları için de dokunsa dâhi bir işe yaramıyordu.

Mezun olduktan sonra James'in babası Bay Fleomont Potter vefat etmişti. Böylece saç iksiri üreten şirketinin başına James geçmek zorunda kalmıştı. Ancak karanlık günler yakınken James, milletin kelini kapatmak için iksir üretmek yerine Dumbledore'un kuruculuğunu üstlendiği Zümrüdüanka Yoldaşlığı denen bir örgüte katılmış ve şirketin başına güvendiği birini koymuştu.

Lussuria | James PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin