26. Yeşermeye Başlamış Umutlar

918 97 73
                                    

Son bir kaç bölümda hem okunma sayısı hem oy sayısı hem de yorum sayısı düşüşlere geçti. Zaten çok fazla okurum da, yorum yapanım da yoktu ama iyice azaldığında bir değişik oldum.

Eskiden bölüm paylaştığımda bir günde oy sayısı elliyi geçiyordu fakat dün paylaştığım bölümün oy sayısı otuza bile ulaşmamış.

Ben açıkçası bu platformda ünlenmeye çalışmıyorum. Derdim size yeni yeni HP fanfic kitaplarından okutmak, farklı sahneler göstermek ve yeniliklerle karşınıza çıkmak. Ama bunu yaparken benim bu hikayelere emek harcadığımı unutmayın, olur mu?

Size iyi okumalar ama ben biraz üzgünüm...

Size iyi okumalar ama ben biraz üzgünüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌘

Silvana kalbinde yeşermeye başlamış umut tohumlarının kurumaması için elinden geleni yapacaktı.

Bir çıkış yolu bulmuşken tekrar köşeye sıkışamazdı.

Lucius etrafa tuhaf bakışlar atıp koltuğa otururken Silvana arkasından ilerliyordu. Lucius ona yardım edecekti, istede de istemese de.

"Eviniz çok ürpertici." dedi Lucius tuhaf desenli halıyı incelerken. "Bizim evden bile."

Silvana kaşlarını çatarak "Raden'in evi." diyerek onu düzeltti. "Burası bizim evimiz olamaz. Ancak burası bana hapis olur." Lucius'un yanına oturarak yüzünü astı. "Macusa'yı bile tercih ederim. Eminim ki yakışıklı Grindelwald orayı inşa ederken üzerine çok düşünmüştür."

Lucius genişçe sırıtarak arkasına yaslandı ve kollarını kanepenin sırt kısmına yaslayarak Silvana'ya baktı. "Eh, bilseydi kendi hapishanesinde tutsak edileceğini, öyle özenir miydi orayı yapmak için?"

Silvana omuz silkti. Buna diyecek bir şeyi yoktu. Grindelwald'ın hikayesini tam olarak bilmese de onun namını elbet duymuştu. Kendi yarattığı hapishanesinde tutsak edildiğini de.

"Sen emin misin bir anda babanın çıkıp gelmeyeceğine?" diye sordu Lucius. Silvana başını iki yana sallayarak "Hayır." dedi. "Biliyorsun, senin babanda dahil bir kaç Ölüm Yiyen ile Kaliforniya'ya gitti. Babamın bir çılgınlık yapıp geri döneceğinden korkuyorsan, aynı durumu yaşıyoruz Luc."

Lucius sıkıntıyla nefesini vererek dirseklerini dizlerine yasladı ve kafasını Silvana'ya çevirdi. Bir süre konuşmadan kızın yüzünü inceledikten sonra dudaklarını araladı. "Bu saçlarının hâli ne öyle?"

"Yeni mi fark ediyorsun?"

Lucius omuz silkti.

"Gerçek saç rengim buymuş Luc, inanabiliyor musun? Yılların sarışını, Hogwarts'ın tanrıçası Silvana Moretti aslında sarışın değilmiş. Tanrım... bu renkten nefret ediyorum."

Lussuria | James PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin