🌘
James, hayatında duyup duyabileceği en güzel kelimeleri duyduktan sonra sarhoşlar gibi gülmeye başlamıştı. Silvana ilk başta ona şaşkın bir ifadeyle baksa da sonunda kendine karşı koyamamış ve James gibi gülmeye başlamıştı. Diyecek bir şey yoktu o an, sadece gülücükler vardı.
"Seni seviyorum!" Silvana gülüşlerinin arasından bu iki kelimelik cümleyi tekrar söylediğinde "Bu cümleyi söylemek mükemmel bir hismiş." diye mırıldandı daha sonra. "Seni seviyorum James Potter."
James bir anda Silvana'nın ensesinden tutup kendine çekti ve kanepeye uzandırıp üzerine çıktı. "Asıl ben seni seviyorum." dedi James kollarını Silvana'ya dolayarak. Silvana ise bu sırada kıkır kıkır gülüyordu keyifle. "Hayır," dedi Silvana elini James'in yanağına yaslayarak. "En çok ben seviyorum."
"Öyle mi?" James kaşlarını kaldırarak güldü. "En çok sen sev beni o zaman. Seni en çok sevende ben olayım." Yüzündeki küçük tebessümle Silvana'nın yüzüne eğilerek "Ama sonsuza kadar en çok olmasa da sevelim, olur mu?" diye sordu.
Bir an James, Silvana'nın gözünde o kadar masum görünmüştü ki Silvana kendine engel olamayarak kocaman gülümsedi ve başını aşağı yukarı salladı. "Sonsuza kadar..."
James tam da Silvana'yı dudaklarından öpeceği sırada evin kapısı açıldı. "Ben geldim çocuklar!" James anında Silvana'nın üzerinden kalkarak kızı da beraber kaldırdı. Euphemia gülümseyerek salona girdiğinde ayakta dikilen James ile Silvana'yı görmeyi beklemiyordu. "Niye ayaktasınız?" diye sordu elindeki anahtarı çekmeceli komidinin üzerine bırakırken. Elindeki poşetlerle onlara doğru ilerledi.
"Silvana biraz dışarıya çıkmak istedi." James aklına gelen ilk yalanı söylediğinde annelik sezgisiyle yalanları ustalıkla anlayan Euphemia'nın bunu anlamaması için dualar etti içinden. "Bizde tam dışarıya çıkıyorduk. O yüzden ayaktaydık ya."
"Ha, öyle mi?" dedi Euphemia poşetleri tutmadığı diğer elini beline yaslayarak. "Senin için çok güzel kıyafetler aldım canım, James sorun olmadığını söyledi ama umarım Muggle giyisilerini giyiyorsundur." Tek eliyle tuttuğu üç karton poşeti Silvana'ya uzattı.
"Evet, giyiyorum." Silvana poşetleri eline alarak Euphemia'ya gülümsedi. "Çok teşekkür ederim Mia."
"Ne demek..." Euphemia derin bir nefes alarak hareketlendi. "Siz dışarı çıkıyordunuz zaten. Biraz acele edin o hâlde. Güzel bir temizlik yapayım bende rahat rahat. Havada uçuşan bezlerimi özledim."
Silvana kıkırdayarak başını salladı ve James'e baktı. "Ben giyinip geliyorum."
Hızlıca James'in odasına giderek poşetlerdeki giyisiyleri çıkardı Silvana. Euphemia çok düşünceli bir kadındı belli ki, uzun kollu yazlık elbiselerden almıştı Silvana'nın kolundaki mâlum işaretten dolayı. Üç tane uzun kollu elbise ve bir kaç penye vardı aralarında. Pantolonlar, eşofmanlar derken pijama takımı bile görmüştü arada Silvana. İç çamaşırlarını da unutmamıştı Euphemia. Uzun bir süre burada kalacaktı belli ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lussuria | James Potter
FanfictionBirbirine sarmaşık gibi dolanan dudakları bu sefer tutkuyla değil, arzuyla değil; gerçek bir sevgiyle harmanlanmıştı. "Neden?" diye sordu Silvana kendini geri çekerek. James alnını alnına yasladığında tekrar "Neden James?" diye sordu. "Ortadan kayb...