🎀
Gelecek için önemli, şimdiki zaman için berbat bir ders saatiydi.
James parmaklarını sıraya vururarak ritim tutmuşken aynı zamanda sabahın dokuzunda neden Sihir Tarihi dersini aldıklarını sorguluyordu. Hiç mi hiç anlamıyordu bu dersi. En berbat notu bu derstendi.
Gergince sırtını sıraya yaslayarak bacaklarını hafifçe araladı ve sıkılgan bir ifadeyle sınıfa göz gezdirdi. Bugün Silvana derste yoktu. James onun uykuya daldığını düşünse de bu fikir ona anlamsız geliyordu. Çünkü Silvana zorunda olmadıkça geç yatmazdı, hep erken yatardı. Uyku düzeni sağlıklı ve dakik bir insandı.
Sabah sabah Silvana'yı görmemenin verdiği bir gerginlikle dersi dinlermiş gibi davranmaya devam etti. Normalde diğer herkes gibi kafasını sıraya gömer, uyurdu ancak bunun yerine sınıfı inceliyordu.
Profesör Binns'e gözleri takıldığını onu inceledi. Herif hayaletti ve şeffaftı. Ona bakan arkasındaki herhangi bir şeyi görebilirdi. Anlatılanlara göre onun burada yıllardır ders verdiği ve çok ama çok yaşlı biri olduğu biliniyordu. Ayrıca geçmişte bir gün öğretmenler odasında koltukta uyurken ölmüş. Fakat öldüğünden habersiz kalkıp derse girmiş. Hem de ruhu ile!
Adamın ilginç geçmişi hakkında daha fazla kafasını yormak istemiyordu James. Silvana derse gelseydi ilgilenecek bir şey bulabilirdi. Tüy şekerlerini de bitirmişti. En sonuncu şekeri de Sirius'un uyarısına rağmen Silvana ile paylaşmıştı.
James bir anda aklına dank eden şeyle yerinde dikleşti. Nasıl sormak aklına gelmezdi ki? Önünde oturan, Silvana ile aynı odayı paylaşan kıza arkadan eğildi. "Hey." dedi kısık sesiyle. Kız bir tepki vermediğinde James aynı şeyi söylediğinde kız irkilerek arkasını döndü.
"Silvana neden derse girmedi?" diye sordu kısık sesiyle. Kız tedirgince alt dudağını ısırarak, "Hasta oldu." dediğinde James kaşlarını çattı. "Sabah kalktığında çok kötüydü, yataktan kalkacak hâli bile yoktu. Ama yine de derse gelmek istedi. Biz ona engel olduk." James anladığını belirtircesine başını salladığında kız önüne döndü.
James tekrar arkasına yaslandı düşünceli bir yüz ifadesiyle. Demek Silvana hasta olmuştu. Gerçi, bu olması yüksek bi' ihtimaldi. Dün Kara Göl'den çıkıp Hogwarts'a döndüklerinde Silvana kedi gibi hapşırmaya başlamıştı.
Ders bittikten sonra Silvana'nın yanına gitmeyi aklına not etti.
* * *
Soğuk bir ürperti ayak ucundan yükselmeye başladığında irkilerek gözlerini araladı. Şakağından çenesine doğru akan bir damla teri hissettiğinde yutkunarak doğruldu. Sırtını yastığına yaslayarak ellerini karnının üzerinde birleştirdi Silvana.
Bu sabah gözlerini bir bok parçası olarak aralamıştı.
Dün Kara Göl'de doyasıya yüzüp eğlenmenin bedelini hasta vücuduyla ödüyordu. Üstüne üstlük bir de kanaması başlamıştı. Ağrıların başlamamamasını şansına veriyordu. Yoksa hem hastalıkla, hem de regl ağrısıyla ne yapardı bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lussuria | James Potter
FanfictionBirbirine sarmaşık gibi dolanan dudakları bu sefer tutkuyla değil, arzuyla değil; gerçek bir sevgiyle harmanlanmıştı. "Neden?" diye sordu Silvana kendini geri çekerek. James alnını alnına yasladığında tekrar "Neden James?" diye sordu. "Ortadan kayb...