Birbirine sarmaşık gibi dolanan dudakları bu sefer tutkuyla değil, arzuyla değil; gerçek bir sevgiyle harmanlanmıştı.
"Neden?" diye sordu Silvana kendini geri çekerek. James alnını alnına yasladığında tekrar "Neden James?" diye sordu.
"Ortadan kayb...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎀
Üç aylık bir ayrılığın ilk aşaması; trene bin ve arkadaşlarınla son kez vakit geçir. İstersen tatilde buluş, ama hiçbir şey okulda olduğu gibi hissettiremez. Bu yüzden son günü iyi değerlendir. Bu, yazılı olmayan, herkesin bildiği bir kuraldı.
Kimileri ağlıyordu tren kalkmadan önce, kimileri kahkahalarla gülüyordu, kimileri de arkadaşlarına sıkı sıkı sarılıyordu. Geçmişin ve geleceğin birbirlerine iple bağlı olduğu yıllarda, daha çok genç olan bu büyücüler neyle karşı karşıya olduklarını bilmiyordular.
Kimsenin dile getirmediği o şey, karanlık günlerin adım adım onlara yaklaştığıydı. Simsiyah bulutlar gökyüzüne çöküyor ve onlara 'kötü günler yakın' diye fısıldıyordu. Acılar ve ölümler şimdiden kendi şarkılarını kana bulanmış kağıda yazmaya başlamıştılar.
Havanın ısısı yüksek sayılabilecek bir seviyedeydi. Ancak Lord Voldemort denilince, o sıcak havanın derecesi aniden eksinin altına düşüyor gibiydi. Tüyler dikleniyor, gözler faldır faldır açılıyor ve kaçacak delik aranıyordu.
Bir anda dinginleştiren gerçek, Voldemort'un şu anda onlara erişemeyeceğiydi. Çünkü Hogwarts'tan başka güvenilir hiç bir yer yoktu.
Peron boyunca koşuşturan Silvana kahkalarla onu kovalayan Sirius ile dagla geçmeye bakıyordu. Yazın karşılaşacağı ölüm gibi problemleri unutmuştu.
"O fotoğrafın hesabını vereceksin!" diye bağırdı Sirius kalabalık bir gruba aniden dalarak. İte kaka onları aşıp Silvana'nın peşinde düştü. "Onu bir kişiye göster - bak bakalım sana ne yapıyorum!"
Silvana bir anda arkasını dönüp Sirius'un öfkeden şekillere girmiş suratının fotoğrafını çekti. Sirius onun bir ifaşını daha çektiğini fark edince tökezleyerek yeri boyladı.
Neden mi bu haldeler?
3 Saat Önce
Sessiz sakin bir sabaha gözlerini açarak bugünün eve dönüş günü olduğunu hatırlayan Silvana birden hüzünleniverdi. Asık suratıyla ve uykulu gözlerle yatağından kalkarak diğer arkadaşlarını uyandırdı.
Diğerlerini de uyandırma işlemi tamamlandığında geri yatağına dönerek önünde diz çöktü ve elini yatağın altına sokarak büyük bir bavul ve de ahşap bir sandık çıkardı. Öğlene doğru kalkan trene kadar eşyalarını toplamalıydı.
İşini son güne bıraktığından dolayı lanet okuyarak hızlıca doğruldu ve dolabının kapaklarını açarak yatağının üzerine bıraktığı asasını eline aldı. "Pack..." diye fısıldadı ve kenara çekilerek eşyaların havada uçuşarak sandığa girmesini seyretti.
Sandığa eşyalar dolarken bavulun önünde diz çökerek yavaşça içini açtı. İçinde bir tane büyücülerin fotoğraf makinesinden, bir tane de muggleların fotoğraf makinesinden vardı. Şu an hareketli bir fotoğrafını çekecek bir şey olmadığından dolayı hareketsiz, muggleların fotoğraf makinasını eline aldı.
