28. Bölüm

123 15 7
                                    

Arabadan indiğimizde nereye geldiğimizi hâlâ bilmiyordum. Arabayı ara sokaklardan birine park edip yürümeye başladık. Caner tanımadığıma şaşırmıştı, bu yüzden daha önce geldiğim bir yer olduğundan emindim. Köşeyi dönene kadar soru işaretleri devam etti. Derken anladım. Sokağın caddeyle buluştuğu noktaya geldiğimizde önümde uzanan sahil yoluna özlemle baktım. Buraya yıllardır gelmemiştim.

Az önce yürüdüğümüz sokağa baktım. ''Bu sokakları daha önce gezmediğime inanamıyorum.''

''Hadi gel.''

Okuldan sonra yürüdüğümüz sahile gelmiştik. Liseden sonra buraya ilk gelişimdi. Her şey hatırladığım gibiydi. Sanki zaman buraya hiç değmemişti.

''Buraya en son seninle gelmiştim.''

''Ben kaçamadım. Anılarımızla burada çok yürüdüm.'' dedi. Doğru ya, ailesinin evi yakınlardaydı.

Bir bankın yanından geçtiğimizde düşünmeden dönüp bir daha baktım. Kaşlarımı çattım. Bunun diğerlerinden bir farkı vardı ama neydi? Yoksa burası...

''Hatırladın mı?'' diye sorduğunda emin oldum. Burası Caner'in yanında uyuyakaldığım yerdi.

''Çok utanç verici.''

''İnsan bazen hissetmek istemediği şeylerden kaçmak için uyumayı tercih eder. O günün öncesini düşününce buna hakkın vardı.''

Babamla telefonda tartışmıştım. Açıkçası bu anılar hatırlamak istediğim şeyler değildi. Zira bir evlat olarak geçmişte her ne olmuş olursa olsun babama karşı iyi bir evlat olma görevim vardı. Allah'ın itaati emrettiği anne ve babam imtihan dünyamdaki en önemli noktalardan biriydi. Allah rızası için yaptığımız birçok şey arasında Allah için sevmek olduğu gibi bazen Allah için unutmak da vardı. Ben de babamlayken tam olarak bunu yapıyordum. En azından yapmaya çalışıyordum.

''Babanla o günden sonra bir daha konuştun mu?''

Bir an kafam karıştı, hangi günden bahsettiğini anlayamadım. Benim değil, bu sefer onun tartıştığı parktaki o günü kastediyordu.

''Evet, Avustralya'ya döndükten sonra aradı.''

''Sana kızgın mıydı?''

''Sandığım kadar mesele yapmadı, neden bilmiyorum.''

''Bunu duyduğuma sevindim.''

Nedeni kızmayacak kadar umursamaması mıydı yoksa Caner'in sözlerine hak vermesi miydi bilmiyordum. Her ne olursa olsun konunun büyümemesine ben de sevinmiştim. Onunla kavgalı olmayı sevmiyordum. Bütünün hayrı için diye düşünmeye başladığımdan beri bazı şeylerin anlamı değişmişti. En nihayetinde geçmişle barışmış, onu affetmiştim.

Caner eliyle sol taraftaki restoranlardan birini gösterdi. ''Burası.''

İçeri girdiğimizde bizi karşılayan görevli Caner'i ismiyle selamladığında şaşırdım. Anlaşılan buraya daha önce gelmişti. Görevli bizi iki kat yukarıdaki terasa çıkardı. Buradaki tüm masalar boştu. Yalnızca denize bakan en öndeki masa servise açılmıştı.

''Bizim için mi kapattırdın?'' diye sordum görevlinin duyamayacağı şekilde.

''Hayır, senin için.'' dedi.

Görevli masayı gösterdikten sonra gece boyunca bizimle ilgilenecek bayan garsonu tanıttı. Garson kız menüleri getirdi ve biraz ilerimizde kendisi için hazırlanmış köşeye gitti.

''Caner bu kadarına gerek yoktu.''

''Bundan daha fazlası olmalıydı.'' dedi itiraz ederek. ''Mevcut şartlar bu kadarına izin verebildi.''

İki Ömür Bir Aşk (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin